Cuma, Aralık 01, 2006

Bir Başkadır Benim Memleketim

Adana’dan bahsetmişken susmak olmaz. Geçen ay yıllar sonra ilk kez üstüste birkaç gün kaldığımda bir nostalji fırtınasına tutuldum. Eskiden hayatın bir parçası bildiğim şeylere turist turist bakar buldum kendimi. Turist bakışını en iyi Şövalye yakalıyor. Hafif karışmış ama anlamaya çalışır ama tüymeye de meyilli falan. Kafa öne eğilir ama gözler yukarı bakar gibi bir hal. Eli elimdeyse daha bir sıkı yapışılır hatta. Tam bir yabani yabancı hali. Tam dayaklık.

Neyse yahu. Kademeli memleket darbeleri. İstanbul’un kurtarılmış semtlerinde yaşar giderim ya. Haftasonu-büyük-şehrin-gürültüsünden-uzaklaştım-şekerim pansiyonlarına gecede 100 dolar bayılma otantizmine kapılıp. Adana’da kurtarılmış bir kuytu KÖŞECİK dahi yok. Heryer çukurovalılığın işgali altında. En koko mekanları dahi. Gelmişim o kadar. Kebaba vurucam ya. Dönünce başlarız diyete artık.

İşte mesela Etiler’de Evan’ın sindirim sistemini bıraktığı koko Yüzevler’in Adanadaki en hakiki öz orijinaline gittim. Bekar müşteriye alkol servisi yok! Yarım aklım başımdan gitti, yahu. Amerika’da olsam. Ayrımcılıktan dava etsem. Sonra rasyonel oldum, adamları anlamaya çalıştım. Şimdiii Adana’nın insanı adliyesinden belli. Bekar ya da evli farketmez, hatunlar pek nadir kebapçıya gelip rakıya vurup olay çıkarır. Hedef erkekler. Adamlar da haklı.. DA alkollüyken şiddet eğiliminin genellemesi neden bekar olanlara kesildi? I couldn’t help but wonder... erkekler evlenince daha mı sakin oluyorlar? Kadınlar onları dindiriyor mu?

Sonra Şövalye bir esemesle haber uçurdu. Bir kankası yeni dönmüş Adana’dan. Metreyle kebap yemiş. O da istermiş. Evet, evet. Var öyle bir şey. Gittik, baktık. Kolcuoğlu bu işin piri. Metresi 30 YTL. Yani ben 40 santim yiyebildim ancak, ekmeğini es geçerek. Normal insana 30 santim yeter. Tabii yan masadaki iki toraman hemşerim 3 metre söyledi. O ayrı.

Sokaklarında yürürken bakınıyorum işte Şirin Şirin, lal la la la laaa la. Aa, kiloyla kumaş satıyorlar. Don-fanila falan da.. aynen. Kiloyla! Bütün ölçü birimleri birbirine karışmış. Kiloyla satılması beklenen metreyle, metrelikler kiloyla. Ayrımcılık desen medeni halle.

Yani çok memleketler gördüm. Neler gördüm görmedim. Şu kocaman dünyada. Adana gibisini görmedim.

Bazen bir deli fikir fiştekler ya insanı uzaklara, dünyayı keşfedeceğini sanırsın, değişik şeyler görüp ereceğini sanırsın falan. (Sözüm meclisten dışarda duramıyor maalesef.) Ama sonra yuvana dönersin ve ‘evreka’ olursun. Görüp göreceğim budur işte, diye. Tebdil-i mekanda ferahlık yokmuş aslında. Acının yüzölçümü yeryüzünden çokmuş aslında. Enteresanlık mıydı derdimiz? Adana’dan daha enteresan bir yer yokmuş aslında. Bolivya’nın dağları da dahil. O çıplak ayaklı kız çocuğu kardelenler bile var burda. Hem de en sümüklüsünden.

9 yorum:

OzlemPansiyon dedi ki...

kadin! dus yakamdan:)

tebdil-i mekanda feraklik var ama, yine de soylediklerine katiliyorum. bu kadar uzamaya gerek yokmus. bulundugun yerde de gozleri acip, antenleri dikmek mumkun.

Adsız dedi ki...

Sen de ne Dogan Hizlan olmusun bacim. Ezelden beri, parcacilar kiloyla kumas satar. Metresi mi olur parca kumasin? Amerika'da hafiza kaybina mi ugradin, hayirdir? Dak

Yesim Arpat dedi ki...

Hayır, biliyoruz tabii ki parça kumaşın kiloyla satıldığını. Görmeyeli beri unutmuşum, hatırlatma oldu elbet. Güzel bir nostalji yaşadım. Yalnız Allah var, don ve fanilanın kiloyla satıldığını ilk kez gördüm.

Onur dedi ki...

mardin'den yaziyorum. olay sanirim adana'da degil. bu taraflar genel olarak o formatta...

Adsız dedi ki...

sadece parca kumas degil, normal bildiginiz kumas da meshir IKEA'da kiloyla satiliyor, gidin bakin. Gerci fiyat metre basina soylenmis ama senin kestigin parcayi tartip ona gore fiyati hesapliyorlar...

think "outside the box"

Adsız dedi ki...

Hafiye,

"True journey is return", buyurmus bir romanin hayali bir bilgesi...

Bana o bakis turist bakisi degil gibi geliyor. O tuymeye meyil de, turist olsan, olmaz zaten. Dayaklik bir sey yok bence, ama (belki haddim olmayarak) biraz daha eselesen oralari, cok guzel seyler cikacak gibi geliyor bana. Babanlarin ABD ziyaretini yazmistin, ne guzeldi.

Adsız dedi ki...

E benim hatirladigim kadariyla tisortler, bluzlar, etekler de kiloyla satilirdi Adana'da, export fazlasi magazalarinda. No?

Adsız dedi ki...

Hafiye, olaylarin gercek yuzu meydana cikiyor. Kandirma bizi. Seni James Frey seni. Sana bir Oprah cekmek lazim. Anlarsin ne dedigimi. Dak

Adsız dedi ki...

"olayların gerçek yüzü" neymiş? "meydana çıkan" neymiş?

BY