Salı, Haziran 24, 2008

Mucizeler Zaman Alır Mı?

Sevgi böceği bir arkadaşınız mutlaka bir ara size bir powerpoint sunum yollamıştır. İçinde çizgi filmsel sevimli cüce ailesinin fakir ama sevimli bir yuvada uyuyor olduğunun sulu boya resmi vardır. Bunun Abidin Dino’nun çizdiği mutluluğun resmi olduğu iddia edilir. Ne bileyim Can Dündar’ın bir yazısını slaytlar halinde önünüze koyar. Backgroundunda da doğan ya da batan güneş, dağdan döne döne dolanarak şırıldayan dere, üzeri çiğ damlalı bir gonca gül falan vardır. İşte bunun gibi bir şey hazırlamış kanallarımız Milli Takım için. Millilerin ter içinde mücadele resimlerinin sağında solunca uçuşan bol üç noktalı manidar (olduğu sanılan) laflar. ‘Mucizeler zaman alır…’ en popüler olanı. Her kanalda Robocop Türkoların zikir ayiniyle dönüşümlü olarak dönüp durmakta.

Herkesin dilinde, sunumunda bu mucize. Fatih Terim’in Çek maçından sonraki basın açıklamasındanmış. Bu cümleyi de odasındaki (muhtemelen motivasyon posterlerinden birindeki) bir yazıdan alıntıladığını söylüyor. Açıklama aynen şöyle:

"(Çek maçında)...ilk karşılaştığım hasar tablosuydu. 6-7 oyuncumun hasarlı olduğunu görüyorum. Nihat Emre, Aurelio, Servet, Emre Güngör, Hakan Balta'nın sakat olduğunu görüyoruz. kendi işimizi en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. 70. dakikadan sonra bütün yazdıklarınızı çöpe atmak kolay değil. Burada imkansız diye bir şey yoktur. 'Mucizeler zaman alır' demiştik benim odamda öyle bir yazı vardı. Biz pes etmeyen bir takımız. Bir söz vardır. Gecenin en karanlık zamanı gündüze en yakın olan zamandır..."

'Mucizeler zaman alır' ifadesinde, ‘zaman’ içinde çalışıldığı, çabalandığı, ondan dolayı normalde ‘mucize’ sayılabilecek kadar olağanüstü sonuçlara varılabildiği anlamı var. Benim de konuyla ilgili iki sıkıntım var.
Birincisi, Terim bu cümleyi maçları son dakikalarda almalarına istinaden söylemiş. Maçın son on dakikasına kadar bahsi geçen ‘zaman’ alınıyor ve bu mucize sonuca hazırlanılıyor gibi bir ifade çıkıyor –ki tuhaf. Maça maçta hazırlanılmaz sanki. İkincisi çalışıp çabalama, emek harcama sonucunda -kime karşı olursa olsun- kazanılan maç benim nezdimde ‘mucize’ değildir. Ben ‘mucize’ kelimesinde bir beklenmediklik, bir şaşkınlık uyandıran iyi bir şey alt anlamlarını çıkarıyorum. Zor şeyi çabalarımla elde edersem sevinirim, mutlanırım ama şaşırmam yani. Elde ettiğim şeye de mucize muamelesi yapmam. Yaparsam ikincisini, üçüncüsünü, sürekliliği bekleyemezsiniz ki. Çabaladıysam ve işi kıvırdıysam o mucize değildir, güdümlü bir başarıdır. Özetle bu ifade kendi içindeki tezatlarıyla (oxymoron) beni uyuz etmiştir.

Yeni bir mucize umuyorum bir de. Maçın başından itibaren ‘abi süper oynuyoruz, alırız bu maçı’ diyebilmek ve mesela ilk yarı bir gol, ikinci yarı bir gol daha atmak gibi bir ‘mucize’. Hadi bakalım, inşallah.

Terim’in açıklamasının kalanındaki “Gecenin en karanlık zamanı gündüze en yakın olan zamandır” sözünün konuyla alakasını da çok kuramadım. Yani bana ‘dibini gördün artık bundan sonra sadece yukarı çıkabilirsin’ vari çok bir şey yapmadan da ‘bekle düzelir’ gibi bir şeyi çağrıştırıyor. Ben mi totomdan anlıyorum? Aslında belki tam da durumumuzu en iyi anlatıyordur, o ayrı.

Belki normal insanları motive falan ediyordur gerçekten bu lügatlar. Şu motivasyonel poster işinde çok para var diyorum yalnız.

7 yorum:

farawaysoclose dedi ki...

dün Rıdvan Dilmen "oyucular sarı kart kuralından (grupta yenen kartların sonraki maçlara taşınması) bihaberlermiş, bu büyük rezalettir ama hadi o konuyu açmayalım şimdi" dedi. Gerçekten bu kadar önemli bir kural bile öğretilmediyse ne yapıyorlar büütn gün kampta?!

şu forward hadiselerinin en acıklısı da altında Can Dündar yazan dokunaklı yazıların büyük kısmının ona ait olmaması.

Adsız dedi ki...

Cakma Italyan, La Prima Adanna Fatih Terim abimiz o sekilde motive olmayi, motive etmeyi tercih ediyor demek ki.

Maas pazarligi, transfer pazarligi yaparken hatirlatmak lazim: `Fatihcim, bu oyuncular bu takima gelene kadar antremandi, ustun futboldu, yetmez antrenor-teknik direktor-bilmemnenin suyuna gitmeydi yapmadi, macata kosmadi - terlemedi, senin de bir katkin yok, bunlarin hepsi mucize` demek lazim....

Yaa kardesim, burasi Turkiye, oyle kelimelerin anlamlarina takilip kalmayacaksin... Anlam, dilbilgisi, tutarlilik beklersen,, soylenenler azicik deselemeye, uc tane soruya dayansin dersen, coook mutsuz olursun da ayri bir yorum tabii.

Sawyer dedi ki...

Simdi "Fatih Terim asigiyim veya bazi seyler sans veya mucize degildi" diyecek degilim, ama su son almanya maci da gosterdi ki adam konusmayi bilmese de teknik direktorluk yapmayi iyi biliyor. Herkes Adana'dan cikip da senin gibi duzgun Turkce konusamiyor maalesef, bazi kelimeleri de bunca duygusallik icinde abartili kullanmis olabiliyor.
Hafiyecim anladik planli programli hatunsun da niye futbol gibi bir olayi hele hele Fatih Terim gibi tabloid bir simayi bloguna tasidin? Kritikler tam skor vermis adama yaptigi is icin zaten, sen niye adamin dilbilgisini sorguluyosun? Dilbilgisi cok iyi olmasi gereken diger buyuklerimiz ondan daha mi iyi? Fatih Terim savunmasi yapmaya calismiyorum burada ama, bu senin yaptigin "neden lavabomu tamir eden adam evden ayrilirken bana siir yazip birakmadi" demeye benziyor biraz bence!

Adsız dedi ki...

Yok yav, adamin dilbilgisine falan degil, sanki duruma cok uygunmus gibi o cumleyi alintilayanlara, ve o cumle uzerinden de memleketin genel bir karakteristigine elestiri yapiyor gibi gelmisti bana.

Ama bir vurmali calgiyim ben sadece, bilmem.

(Peki Hafiye'nin istedigi mucize gerceklesti mi, gerceklesti bence.)

Yesim Arpat dedi ki...

Sawyercım, aynen de Darbuka'nın dediğini dedim ben. Ben burada bir dilbilgisinden bahsetmediğim gibi sinyali dahi yok. Nereden çıkarıyorsunuz bunları? Açıkçası çok şaşkınım bu aralar. Gayet net bir insan sanıyordum ben kendimi. Herkesin toplu halde bu kadar yanlış anlaması beni dumurdattı, ne yalan söyliyim.

Evet, bence de 'mucize' gerçekleşti. Dün akşam. Kaybettiğimiz halde takımı beğendim ben. Gelecek başarılara dair daha bir içim rahat şimdi.

Yesim Arpat dedi ki...

Fatih Terim bana şiir yazsın istemiyorum zaten. Yazmasın yani. İşini yapsın. İyiyse iyi. Kötüyse kötü. Bunun otoritesi ben değilim zaten.

Adsız dedi ki...

darbuka sen kimsin? tanışalım kaynaşalım.... bak şarapçı da var burada, bir de kemancı bulduk mu tam tesekkullu eglence timi oluruz bir dansözümüz eksik kalır...