Pazartesi, Nisan 30, 2012

Kütüphane - Vitrin - Gardırop


Bu aralar hap bilgi çağına uyup okuduğum şeyleri genelde makale formunda okuyorum hepsini internetten indiriyorum. Hatta müthiş bir özenle ve özel çizimlerle daha iki sene önce evimize yaptırdığımız kütüphaneden artık çok pişmanım. Şimdilerde bu ‘şık’ kütüphane, Şövalye’nin olmayan ülkelerinden toplanmış hatıra nesneleri ve Jelibon’un milyon tane resmiyle dolu bir vitrin haline geldi çünkü.

Bu kütüphaneyi üçe böldürerek odalara dağıtma planım vardı. Marangozumuz buna müsait yapmıştı mobilyayı. Yoksa bu heyüla nesneyi başka bir eve ya da odaya taşıyamazdık. Şövalye hayatta istemiyor. Ben de bu mekansızlıkta bu dev vitrini gereksiz buluyorum. Çünkü sadece varlığıyla odayı işgal ediyor ve bu odada başka bir şey yaşamaya fırsat vermiyor. Kapı ve pencerelerin de konumları buna ayrıca etki ediyor tabii ama neredeyse eski evimizin salonu kadar büyük olan bu alanı hatıralar geçidi olarak kullanmanın anlamsızlığı beni geriyor.

Pardon, sadece vitrin değil, aynı zamanda gardırop görevi de görüyor bu kütüphanenin rafları. Çünkü Şövalye, evimizin antresine büyük bir gardırop yaptırmak yerine incecik bir portmanto koydurdu. Evimiz bir malikane olduğu için girişine dolaplar yerine çok şık ve üzerinde biblolar, heykeller, tablolar falan duran incecik ayaklı, miniş çekmeceli bir konsol koyulmalıydı. Ama ev halkının her birinin üçer beşer montu, hırkası, paltosu, atkısı ortada kaldığından bunlar hemen girişteki odada bulunan kütüphanenin raflarına ve çalışma masası kısmına yerleşti. Ayakkabılarımız da öyle ortalıkta, zarif konsolumuzun altında üst üste sıkış tepiş durdular.

Arada bir bu vitrin-gardıroba dönmüş kütüphane ve ortalıktaki ayakkabı yığınları sinirimi bozar ve iki günlük öfke moduna girerim. Hatta girişteki o konsolu ve portmantoyu indirip yerine gardırop yaptırmakla Şövalye'yi tehdit ederim. O iki günlük öfke esnasında Şövalye bütün ayakkabılarını ortalıktan kaldırıp kapalı balkona koyar. Bir de bana ‘köylü’ der hasbam. Ayakkabıları ortada olanları bu memleketin ilkokul sosyal bilgiler kitapları bile kınar oysa.

Böyle kitaplardan soğumuş ve kafayı dolaplara takmış bir ev kadını kıvamına geldikçe sonumu merak eder oldum.

1 yorum:

Ruty dedi ki...

O kutuphaneyi misafir odasi (a.k.a benim odam) yapin dedim. Full boyut yatak, bir de uzerine su sisemi koyabilecegim kucuk konsol masasi isterim.