E, gugılda kafayı yemenin yanı sıra biraz depresyona da girdim tabii. 19 Mayıs’ı uzun haftasonu yapıp Kaz Dağları’na gittik Şövalye’yle. Moral olsun diye. Gittiğimiz yeri o kadar çok sevdim ki hep oraya gidebilirim. Şövalye sıkıldı ama ben huzur doldum. Moral nedir ben bilmem, zira orada da blackberry’den gugılladım durdum. Şövalye bunu moral doldurmak olarak görmedi. Oysa ben bir sorunun cevabının peşindeyken en mutluyum. Anlasın artık yahu. Siz de anlayın hatta.
Hamilelikle ilgili başa gelebilecek her ama her bir şeyi o kadar çok okudum ki tıp okusam diye bile düşündüm. 40 yaşına kadar bitiririm bu işi dedim. Tam benlikmiş. Annem haklıymış doktor olmam konusunda ısrarlı tavsiyelerini sıralarken. Hoş, onun tavsiyelerinin ardında yaşlılığında kendisine ekstra ihtimamlı bakılsın isteğiyle karışık küçük şehirdeki doktor kişinin büyük adamlıkla dansı vardı. Benim de doktorla hastaneyle işim olmadı şu yaşıma kadar çok şükür. 1 işim oldu. Onda da anladım ki ha tıp ha astroloji. Yumurtlamayan kadın hamile kaldı. Düşmez denen bebeği düştü. O yüzden zaten hayatım okumakla geçiyorken 40’ına kadar cehennemin dibindeki bir okulda derslere girmek yerine astrolojiyle devam etmeye karar verdim. İkisi de benzer tatminler yaşatmakta nitekim.
Hazır öyle atıp tutma işine girmişken aktarlar ve otlara da bulaştık tabii. Mesela soğan kürü yaptım iki hafta. ‘Kür’ lafı sofistike kaçıyor. Bildiğiniz soğanı kaynatıp suyunu içiyordum. Alt takımları temizler, düzeltirmiş. Şövalye gibi atmosfer insanına dahi sabahın 6:45’inde soğanımı kaynattırdım ve o iki tutam saçlarına sindirdim ya kokuyu. İnanılmaz.
Eminönü’ne aktarlara gidip üremeye yardımcı ve onarıcı çeşitli otlar ve bitkiler de aldık. Beni gavurla evli sanan aktarlar Şövalye’nin Türkçesini çok beğendi hatta."Sağolun", dedi o da. "32 yıldır bayağı uğraşıyorum düzeltmek için".
Hazır öyle atıp tutma işine girmişken aktarlar ve otlara da bulaştık tabii. Mesela soğan kürü yaptım iki hafta. ‘Kür’ lafı sofistike kaçıyor. Bildiğiniz soğanı kaynatıp suyunu içiyordum. Alt takımları temizler, düzeltirmiş. Şövalye gibi atmosfer insanına dahi sabahın 6:45’inde soğanımı kaynattırdım ve o iki tutam saçlarına sindirdim ya kokuyu. İnanılmaz.
Eminönü’ne aktarlara gidip üremeye yardımcı ve onarıcı çeşitli otlar ve bitkiler de aldık. Beni gavurla evli sanan aktarlar Şövalye’nin Türkçesini çok beğendi hatta."Sağolun", dedi o da. "32 yıldır bayağı uğraşıyorum düzeltmek için".