Şimdilerde kimin bebesi varsa evlerinde bir time-out köşesi var. A, etrafı mı pislettin, sütünü mü fırlattın, ablaya mı vurdun, koş bakiym köşene. Çocuk gider. Birkaç dakika sonra, ‘geçti’ diye bağırır. O köşede o kadar çok bekleşilmiştir ki köşenin duvarı kirlenmiştir.
Çocuk büyüyünce köşe cezası odaya kapanma cezasına dönüşüyor. En güzeli. Oh, gelsin dvd’ler gitsin wii’ler, ohh msn chatler. Harika fikir valla. Eliniz değmişken bir de psikologa götürün onları. Götürün ki size ne kadar kötü anne-baba olduğunuzu söylemek yerine dikkat eksikliği ya da hiperaktivite bozukluğu teşhisi falan koysun.
Çocuk dediğine azdı mı biraz acı çektirmek lazım. Böyle yapmazsanız kendi pisliğini toplamasını söylediğinizde size 'hayır’ der çıkar işin içinden. Kaldı ki, bu o kadar da kötü bir şey değildir. Yetişkin hayatını bir küpte veya ışıksız bir ofiste patronlarını zengin etmek için bilgisayar ekranı karşısında rapor yetiştirmek ve sunum hazırlamakla geçireceği için onu geleceğine hazırlamış da olursunuz. Hadi diyelim küçük yaramazın hayatı sizin kontrolünüzde. Onu laboratuar ortamında, harikalar diyarında yetiştirdiniz. Dış dünyaya kontrolünüz yetmediğinden gerçek hayata karıştığında ayarı alacak, o zaman başınız iki misli ağrıyacak. Ama nedir, mesela Finlandiya’da yaşıyorsanız gerçek hayat da steril olduğundan bunu yapabilirsiniz. Yani sözüm gerçek sosyal demokrat ülkelerden dışarı. En kötüsü bizimki gibi müslüman mahallelerde gavur yöntemleridir. 0-10 yaş arası Beyaz Türk çocukları neslinin bu memlekette ilerde neler yapabileceklerini görmeyi heyecanla bekliyorum şahsen.
Bugünün çocukları kendilerini adam sanmaktadırlar. Siz de burada devreye girip gerçekten kuralları kimin koyduğunu onlara göstermelisiniz. Çocuğunu pataklamayı bilmeyen ebeveynler için birkaç tekniği paylaşmak istiyorum:
1- Osmanlı Tokadı: 'Ön uyarı’ manasına gelen bu tokat azıntı devam ederse sağlam köteğin geldiğinin habercisidir. Parmaklarla yanağa değil de elin ayasıyla şakak kemiklerine vurularak icra edilir. El ve kolun omuz hizasında açısız hareket etmesi şarttır. Sarsıntılı bir tokat olması yüzünden çok tesirlidir. Ancak sonu gelmeyecek olduğunu tahmin ettiğiniz ciddi arızalar için kullanınız.
2- Seri tokat: Mesela markettesiniz ve sizinki onu isterim, bunu isterim diye tutturdu. Önce küçük, sıradan bir tokat atın. Beş saniye kadar bekleyin ki ağlamaya başlasın. Ağlamaya başlayınca biraz daha şiddetli vurun. Ağlama devam ederse tokadın şiddeti artarak devam etmeli. Tokat-viyak-tokat-viyak-tokat...şeklinde. Burada amacımız ağladıkça daha çok dayak yediğini ve yiyeceğini çocuğa anlatmak.
3- Oklava: Annemin favorisi olan oklavalar hala çalışan anne mutfaklarında bulunur mu bilemedim. Bulunmuyorsa da bulundurun fakat en iyisi bile 3-4 seansta kırılır. Önden toplu almakta fayda var. Sırt ve bacak kötekleri için idealdir.
4- Terlik: Tüm zamanların favorisi. En ideali ağır plastikten yapılma olanlardır. Eskiden her yaz mutlaka alınan poliüretan tabanlı Esem terlikler bu iş için idealdir. 38 numara kırmızılarının mazisi bende derindir.
5- Çimdik: Tek elle, iki parmakla yapıldığından kalabalıkta çaktırmadan da yapılabilir. Etraftakiler çocuğunuza işkence ettiğinizi anlamaz. Pratiktir. Arabayı kullanırken dahi tek elinizle arka koltuğa uzanıp bacakları sıkıştırıp yolunuza devam edebilirsiniz.
6- Kafaya tokmak hareketi: Çocuğunuz öğrenme güçlüğü çekerse bu hareketi deneyin. Her okuyamadığı harfte veya anlamadığı cümlede kafası kapıymış da siz de kapıyı çalıyormuş gibi yapabilirsiniz.
7- Baston: Eğer düşünüp taşınıp ancak bin yaşına geldiğinizde çocuk sahibi olursanız bastonunuzu da disiplin aracı olarak kullanabilirsiniz. Çocuk koşarken bastonla çelme takabilir, kalkmaya çalışırken arbedede üç beş kez ittirebilirsiniz de.