Televizyon karşısında tam da o saatlerde uzay mekiğimle eliptik kardiyo egzersiz yaptığım için ana haber bültenleri kaçmıyor benden bu aralar. Her haber bülteni ayrı bir lunapark. Her seferinde de illa şaşırma tepkisi vermekten vazgeçemedi bünye. Sonra bir şaşır, iki şaşır, bir bakıyorum bir saat geçmiş. 650 kalori yakmışım. Hem de hiç fark etmeden. Çocuğun dikkatini yanan dönen bir şeye çekerek ağzına lokmalar vermek gibi.
Geçen gün bir baktım ekranda Deniz Baykal çarşaflı kadınlara partisinin rozetini takıyor. Üniversitelerde başörtüsü serbestliği sağlayacak yasa değişikliklerine tahammülsüzlüğüyle bildiğim CHP'nin yaklaşan seçimler öncesi bu kadınlara parti rozeti takması seyirlik oldu tabii. Üstüne de Kürtler, göçmenler, türbanlılar, farklı din ve mezhep mensupları, hepimiz kardeşiz, eşitiz falan konuşması da yaptı. İnandırdı mı beni? Hayır. Oyunu ver ve köşene çekil muamelesi. O üç kapalı kadın da o kurultaya danışıklı gelmedilerse adım Hafiye olmasın. Akabinde fönlü kafa koko kadınlar AKP kurultaylarında belirmişler. Herkes herkesi kucaklıyor. Şekiller karıştı da sorunlar hala ortada.
Mustafa filmi hakkında da herkes bir şeyler söyledi. Ben de söylenen şeylerin saçmalığına takılmıştım. Bir forumda Can Dündar'a soru sormak için söz alan bir de üniversiteli olacak gençlerden biri 'Siz iyi işler yapmaya çalıştığınızı söylüyorsunuz. Oysa biz bu filmde iyi bir şey görmüyoruz. Bu konuda ne diyeceksiniz?' gibi dünyanın en gerzek sorusunu sorarken bütün salon alkıştan kopuyordu. Yani soru mu sordu şimdi bu? Bu bir ürün müdürüne 'ben malınızı beğenmedim, ne diyorsunuz' demek gibi bir şey. Nesini beğenmedin mesela, ne umdun da ne buldun? Önce kendini ifade etmeyi öğrensen ya? İsmi Uğur olan Dündar da bu kısmı alıp ana haber bültenine koydu ve gençlere cesaretlerinden dolayı bir de teşekkür etti. Körler sağırları ağırladı. İfade yoksunu gençlerimiz böylece kendilerini akıllı sandı.
İnsan her şeyi takıp takıştırıyor bu memlekette. Yeni bir takının karşısına çıkması çok zaman almıyor zaten. İlla televizyona gerek yok. Çevreden de yağıyor. Geçen gün Levo diyordu. Filmi hala izlememişler, dvd’sinin çıkmasını bekliyorlarmış. Sahtesi de yokmuş piyasada. Yani neredeyse filmlerin premier’lerinden bile önce çıkan bunca korsana rağmen bir aydır vizyondaki bu filmin korsanı yok. Sebebi de korsancıların Atatürk’e karşı besledikleri derin saygıymış.
Geçen gün bir baktım ekranda Deniz Baykal çarşaflı kadınlara partisinin rozetini takıyor. Üniversitelerde başörtüsü serbestliği sağlayacak yasa değişikliklerine tahammülsüzlüğüyle bildiğim CHP'nin yaklaşan seçimler öncesi bu kadınlara parti rozeti takması seyirlik oldu tabii. Üstüne de Kürtler, göçmenler, türbanlılar, farklı din ve mezhep mensupları, hepimiz kardeşiz, eşitiz falan konuşması da yaptı. İnandırdı mı beni? Hayır. Oyunu ver ve köşene çekil muamelesi. O üç kapalı kadın da o kurultaya danışıklı gelmedilerse adım Hafiye olmasın. Akabinde fönlü kafa koko kadınlar AKP kurultaylarında belirmişler. Herkes herkesi kucaklıyor. Şekiller karıştı da sorunlar hala ortada.
Mustafa filmi hakkında da herkes bir şeyler söyledi. Ben de söylenen şeylerin saçmalığına takılmıştım. Bir forumda Can Dündar'a soru sormak için söz alan bir de üniversiteli olacak gençlerden biri 'Siz iyi işler yapmaya çalıştığınızı söylüyorsunuz. Oysa biz bu filmde iyi bir şey görmüyoruz. Bu konuda ne diyeceksiniz?' gibi dünyanın en gerzek sorusunu sorarken bütün salon alkıştan kopuyordu. Yani soru mu sordu şimdi bu? Bu bir ürün müdürüne 'ben malınızı beğenmedim, ne diyorsunuz' demek gibi bir şey. Nesini beğenmedin mesela, ne umdun da ne buldun? Önce kendini ifade etmeyi öğrensen ya? İsmi Uğur olan Dündar da bu kısmı alıp ana haber bültenine koydu ve gençlere cesaretlerinden dolayı bir de teşekkür etti. Körler sağırları ağırladı. İfade yoksunu gençlerimiz böylece kendilerini akıllı sandı.
İnsan her şeyi takıp takıştırıyor bu memlekette. Yeni bir takının karşısına çıkması çok zaman almıyor zaten. İlla televizyona gerek yok. Çevreden de yağıyor. Geçen gün Levo diyordu. Filmi hala izlememişler, dvd’sinin çıkmasını bekliyorlarmış. Sahtesi de yokmuş piyasada. Yani neredeyse filmlerin premier’lerinden bile önce çıkan bunca korsana rağmen bir aydır vizyondaki bu filmin korsanı yok. Sebebi de korsancıların Atatürk’e karşı besledikleri derin saygıymış.