Çarşamba, Şubat 06, 2008

Venedik Civarındaki Adalar

Venedik’te lokal tatlar bulmak adına civardaki adalara gidelim dedik. Balıkçılar yaşarmış oralarda. Ne güzel de ben istemedim tur mur almak. Turlar uyuz eder beni. Şövalye istedi.

Murano-Burano ve Torcello mi ne üçlü ada turu. Bir grup İspanyolla bir tekneye bindik. İlk durak el yapımı cam eşyalarıyla ünlü Murano adasıydı.


Biz adanın normal limanına değil de hangar gibi bir yerin iskelesine yanaştık. Hoop, hangardayız. Bir cam atölyesi burası. İçerde camdan atlar, kuşlar yapan bir amcayı seyrettik üç dakika kadar. Sonra bizi üst kata aldılar. Kocaman bir mağazayı zorla dolaştırdılar. Tuvalete kaçtım. Kapısında söylendim durdum. Bir kumpastı bu tur. Paramızla zorla camdan zımbırtılar almaya getirilmiştik tur kisvesi altında. Tabii ki suçlu Şövalye’ydi.

Torcello’da in cin top oynuyordu. Adadaki bütün evler satılıktı. Vaktiyle Hemingway’in kaldığı bir otel-ev de kapalıydı. Bir saatimiz vardı fakat 15. dakikada iskeleye geri dönmüştük bile. Şövalye her yerde olduğu gibi burada da ev alma fikrine kapıldı. O iskeleye asılmış ev ilanlarına bakarken ben 45 dakika boyunca dergi okudum bari. Allahım, ne sıkıcı. Hep Şövalye’nin yüzünden.

Burano’yu çok sevdik. Tam bir balıkçı ada köyüydü. Düğün, cenaze ve doğum ilanlarını astıkları bir meydan vardı. Öyle aman aman ilan yoktu. Bir avuç yerdeki bir avuç insandan ne kadar çıkarsa o kadar. Sokaklarında çocuklar top oynuyordu. Tonton teyzelerin bigudiden çıkma kahverengi kıvrık kısa saçları pencere önünde sallanan koltuklarında bir görünüp bir kayboluyordu.

Hadi iyisin dedim Şövalye'ye, neyse ki burası geldiğimize değdi de yırttın bu geceki çenemden.



Hiç yorum yok: