Geçen gün domestik mucize Yonc, kocasının hamaratlığını çekiştiriyordu Şövalye’yle bana. Meğer Enişte Bey de Şövalye gibi IKEA perdeleri almalara kalkışmış. Becerikli kocamın aldığı ölçüye göre delinen ve fakat deliklerine uymayan kornişleri yüzünden bir daha, bir daha delinen duvara asılmışlardı hani. Haddinden fazla delikli varlıklarıyla bile göze işkence olmuşluklarının yanı sıra kafamıza inmişlikleri yüzünden kaldırılıp atılabilmişti nihayet. Yonclar’ın da benzer sorunları olmuş IKEA perdeleriyle. Onlarınki kısa kalmış. Pencere pervazları görünür kalmış da camları zar zor kapanıyormuş artık, o da perdeler süper dikkatlice kapatılınca.
Bu ipinden çekmeli, itmeli perdeler bizim pencerelere göre değil diye bin kez dedim ama dinletemedim. Bildiğin haşır huşur çekilen kumaş perdelerdir olayımız. Perdeleriniz, pencerelerinizin hareketlerine uyumlu olmalıdır. Öyle çekince içeri doğru açılan klasik pencereleriniz varsa perdeler asılıyken de pencereleri açabilmek için bu kumaş perdelere ihtiyacınız vardır. Ancak pencereleriniz de yukarı itmeli ise ipinden çekince yukarı çıkan perdelerinizden, pencereleriniz yana sürülerek açılıyorsa sopasından sürülerek örtülen perdelerinizden olabilir. Diğer türlüsü altyapısı olmadan aksesuarı olan Türk işi her şeye benziyor. IKEA gibi standart ölçülerin hüküm sürdüğü coğrafyalardan çıkma mallar da bizimki gibi bin ayrı kapı-pencere ölçüsünün olduğu ortamlarda bütün sempatikliğine, fonksiyonu ve uygun fiyatına rağmen ol-mu-yor.
Şövalye önce çok destekledi Enişte'yi. Ne de olsa perde beğenileri benzeşmiş. Yonc konuşmaya devam edince de taraf değiştirip Yonc’un yanına geçti. Enişte Bey bu IKEA perdelerinin üstüne tül perdeler asıyormuş da. Altta kalın perdeler, üstte tüller oluyormuş yani. Bunu garipsiyor Yonc. Alta tül, üste kalınlar takılmalıymış. Şövalye’nin de bu konuda Yonc’un yanına geçmesi hiç sürpriz olmadı. Domestik bilgedir, çok anlar ev aksesuarlarından.
Dedim alta kalınlar asılır. Tüller direk güneşe maruz kalmasın, kalırlarsa erirler diye alta kalın perdeler asılır; bir nevi koruma niyetine. Hatta da adına güneşlik derler bizim güneşi bol Çukurovamızda. Bizim evde de öyle asılılar ve Şövalye her ama heerr gün bu durumdaki sözde hatayı başıma kakar.
2’ye 1 kaldığım için haklı gibi oldularsa da tül perdelerin üstte kalmalarına dair direnişim devam etmekte. Çoğunluğa değil çoğula bakın. Faydası olmayan aksesuarları da atın.
Bu ipinden çekmeli, itmeli perdeler bizim pencerelere göre değil diye bin kez dedim ama dinletemedim. Bildiğin haşır huşur çekilen kumaş perdelerdir olayımız. Perdeleriniz, pencerelerinizin hareketlerine uyumlu olmalıdır. Öyle çekince içeri doğru açılan klasik pencereleriniz varsa perdeler asılıyken de pencereleri açabilmek için bu kumaş perdelere ihtiyacınız vardır. Ancak pencereleriniz de yukarı itmeli ise ipinden çekince yukarı çıkan perdelerinizden, pencereleriniz yana sürülerek açılıyorsa sopasından sürülerek örtülen perdelerinizden olabilir. Diğer türlüsü altyapısı olmadan aksesuarı olan Türk işi her şeye benziyor. IKEA gibi standart ölçülerin hüküm sürdüğü coğrafyalardan çıkma mallar da bizimki gibi bin ayrı kapı-pencere ölçüsünün olduğu ortamlarda bütün sempatikliğine, fonksiyonu ve uygun fiyatına rağmen ol-mu-yor.
Şövalye önce çok destekledi Enişte'yi. Ne de olsa perde beğenileri benzeşmiş. Yonc konuşmaya devam edince de taraf değiştirip Yonc’un yanına geçti. Enişte Bey bu IKEA perdelerinin üstüne tül perdeler asıyormuş da. Altta kalın perdeler, üstte tüller oluyormuş yani. Bunu garipsiyor Yonc. Alta tül, üste kalınlar takılmalıymış. Şövalye’nin de bu konuda Yonc’un yanına geçmesi hiç sürpriz olmadı. Domestik bilgedir, çok anlar ev aksesuarlarından.
Dedim alta kalınlar asılır. Tüller direk güneşe maruz kalmasın, kalırlarsa erirler diye alta kalın perdeler asılır; bir nevi koruma niyetine. Hatta da adına güneşlik derler bizim güneşi bol Çukurovamızda. Bizim evde de öyle asılılar ve Şövalye her ama heerr gün bu durumdaki sözde hatayı başıma kakar.
2’ye 1 kaldığım için haklı gibi oldularsa da tül perdelerin üstte kalmalarına dair direnişim devam etmekte. Çoğunluğa değil çoğula bakın. Faydası olmayan aksesuarları da atın.