Salı, Ekim 03, 2006

Yakın Markaj Arıza

Öyle bir yerden geldim ki yerlisi bunalımda, ipini koparanı bunalımda, tasını tarağını toplayanı bunalımda. Bunalım yine seksi bir kelime. Bildiğin psikopat. Şövalye'nin tabiriyle 'bildiğin deli'. Atlanta'dan bahsediyorum. Bir daha oradan transit geçmiş birini dahi hayatıma çok dahil edesim yok. Cuma günü hepsini birden ya gördüm ya hepsinden haber aldım. Bu yetti bütün haftasonumu sömürmeye.

Sitemde Şövalye'den bahsediyorum ya. Sen tut. Kıskan. Arkadaşım ayol. Öyleydi yani. Kız arkadaşıyla arasını düzeltmeye çalışıyordum en son. Daha geçen ay. Sarhoş ol ve ara beni tuhaf bir saatte ve eğer Şövalye'den vazgeçersem buralara döneceğini ve benimle olacağını müjdele. Üstüme iyilik sağlık. Biiiir.

Yine sadece Şövalye'yi okudu diye kadrimi kıymetimi anlama başarısından yoksun eski manita benle yeniden iletişme çabasına girsin. Eskisi gibi değilmiş şimdi değişmiş. Her gece barlara gitmez olmuşmuş. Zayıflamış, güzelleşmiş, uslanmış da. Bir işkence de o taraftan. Gelir de uğraşırız diye korkuyordum. Ahaha, komiğim. Abi, Cuma akşam işten geç çıkmışım. Açlıktan ölüyorum. Hemen Şövalye'nin mahalle kebapçısına geçtik çabucak tıkınmak için. Kim orda? Benim eski arıza. Yuf! 12 milyonluk şehirdeki köşebaşı kebapçısında dünyanın öbür ucundan günübirlik gelmiş birini görmek. Bendeki talih kutup ayısına maruz kalmış bedeviden farksız. Allahtan görmedi beni. Ya da görmemezlikten geldi. Neyse. Sinirler oynadı mı? Oynadı. İkiiii.

Çıktık. Gippi aradı. Nişantaşı'nda buluşacaz. Eskiden buralarda top oynardık. Bar namına bir Touchdown vardı burada, yahu, diyen bir anneanne olarak kayboldum dizi dizi barların arasında. Aradan bir çift kocaman yeşil göz. Tanımam mı? O da bir eski Atlantalı. Bir dünyası daha dönmüş. Parmağıyla gösteriyor. Amanın! Parmak ucundakini gözüm bir Cumhuriyet Balosu'nda peşimden ayrılmayan abi olarak hatırlıyor. Üüüüüç. Ertesi akşama yemekler yenecekmiş, kulüplerde zıplanacakmış. Yeterin, yahu, oldum. Ben sizden kaçıyorum. Siz beni buluyorsunuz ısrarla. Gitmedim tabii. Giderim şimdi bir dolu adaptasyon bunalımlı tip. Sever beni bunalım abiler. Yarattığım stresten midir, artık. Bilsem saklamam kendime, bilirsin.

Yani. Sanmıştım ki Şövalye muhabbeti reytingleri artırır. Artırdı ama başka alanlarda. Okuyucu sayısı aynı kaldı, arıza sayısı çoğaldı. Özetle, anlaşıldı ki erkek hayranlarım beni tekrar bekar görmek istiyor. Diğer türlü sapıtıyorlar. Şövalye'ye dedim zaten. Şartlar böyle gerektiriyorsa ayrılmamız gerekebilir. Benim peşimde eski memleketli arızalar, onun peşinde groupie'leri. Bu şehir bana, seyahati de ona yapıştı. Çıkmıyor. Herşey yapışkan. Herrrşey. Gerçekten.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

yani cocugun adi da sovalye kaldi ha! Kazara bi tanissak muhabbet su olcek:
- merhaba ben olcay
- selam, ben de..
- soyleme soyleme! biliyorum sovalye...
:)