Çarşamba, Mart 07, 2007

IKEA'nın Köfteleri

Çok enteresan bir şekilde Istanbul IKEA’nın cirosunun yüzde yedisini İsveç köftesi oluşturuyormuş. Benim cinnetimin de yüzde yetmiş beşini bir başka IKEA köftesi oluşturmakta. İsmi Şövalye. Yanlış konmuş bir isim olduğuna aydım son bir haftada. Zamanında bir saklı ejderhaydı. Her başım sıkıştığında bir delikten çıkıp beni kurtardığı için ‘şövalye’ diye fısıldadık kulağına. Şu yazı yazmadığım son bir haftada manitama ‘Şövalye’ demek, tıknaz kıza ‘Ceylan’, çıtkırıldım oğlana ‘Aslan’, ‘Kaplan’ gibi isimler koymuş olmaya benzedi resmen. Şöyle ki:

Adam anlaşılan temiz, modern ve batılı imajından etkilenmiş IKEA’nın. Bir de tabii kendin pişir kendin ye halinden. Böyle modüler dolaplar, raflar, ipini çekince açılan perdeler falan. Eve getirsin, yapsın. İki önemli husus var atladığımız bu resimde. Birincisi kendisi dünyanın en uzun sürede –belki- bir karara varabilen insanıdır. İkincisi de kendisi ömründe eline tornavida, çekiç almamış; bir odayı, bir pencereyi ölçmemiş bir insan olmasıdır. Bu iki husus işte bana geçen haftayı zehir etti.

Tapınırcasına IKEA’ya gitmek eylemlerimizin sonuçsuzluğu bir değil iki değil, beşi, onu bulunca ben geçen Çarşamba itibariyle gitmekten vazgeçtim. O kendi başına gitmeye devam etti. Sonuçsuz kalıyor çünkü yedi saat dön allah dön dolaşıyoruz, bana bir şey gösteriyor, ben ‘tamam alalım’ diyorum. O düşünmeye devam ediyor. Sonra bir başka şey gösteriyor. Ben gene tamam diyorum, sonra o gene düşünme molası alıyor. Sonra saat 10’a doğru aşağıya iniyoruz. Belki işte fırsatlar kısmından bir kilim bir abajur. Hadi eve.

Dedim ki, IKEA bizi aşar. Bir kere öyle büyük parçalar ucuz falan değil burda. Resmen Tepe, Kelebek falan fiyatı. Ben bir yere gidip, şu odayı bana sarın, demek istiyorum. Hem ayağına kadar getirirler de paşa paşa. Sen kuramazsın bir de bunları. Düzgün takamazsın, sallanır. Sallanmazsa kırılır. Kırılmazsa illa bir tarafını incitirsin takarken. Babam Amerika’dayken bir TV sehpasını üç günde ancak kurabilmişti. Hergün kavga etmişti annemle. En son elinde beş vida, burgu, birkaç zımbırtı daha kalmıştı da nerenin nesi eksik sallamadık da öyle dangıl dungul diktik sehpayı. Yeter ki kavgalar bitsin diye.

Bir şey daha dedim ki ona haftasonu, ne bulursan onu al. Ben şişme mobilyalara bile razıyım artık. Hatta şu perdeleri al önce. Perdeler takılsın ki eve gireyim. Yerde oturayım, önemli değil. Yeter ki perdeler takılsın. Abi gene dağıttı konuyu. Bir IKEA seansı daha sonuçsuz bittiğinde PERDELEEEEEEERRRR, dedim. Fokus! Fokuuus! Fokuuuus!

Vay, amma Jennifer Lopez olmuşum ben. Özel jetlerle dolaşmışım da böyle olmuşum. Perdeler takılsın ne demekmiş. Emrediyormuşum. Onun evi miymiş sanki. Ben neden takmıyor muşum?

Perde nerde? Perde vardı da takmadık mı? İnsan 20 kez IKEA’ya gidip perde alamaz mı? Benim evimse sen neden karışıyorsun ki? Ben milyon kez ev düzmüştüm şimdiye. 'Taşınmak ne güzel, ne güzel' diye eteklerini uçuştururken mutluluğunu bozmiyim istedim de bunlar geldi başıma. Bir de tonlarca laf. Ha bir de eşyalarımın yarısı orda yarısı pansiyonda. Berduş berduş dolaşmaktayım.

Off annecim offff!

7 yorum:

New York Muhtari dedi ki...

he he he tatli heyecandir yeni ev duzeni kurmak, alisverisi yapmak, ama Sovalye ile nasil olacak simdi.

Bak bizim burada Craigslist'te canavar gibi adamlar var, diyorsun git sunu bana Ikea'dan al, evimde kur, sen sag, ben selamet.

Bir ara o kadar cok arkadasim ikea'dan esya aldi ki, ikea moduler mobilyalarini kurma sirketi acip, kisa yoldan koseyi donecektik, cunku bizim ekip bir rekabetci cikti, yarim saatte yatak kurmalar falan. Ama dedigin gibi Ikea bile pahali oldu, bir gardrop 2500 dolara geliyor artik.. bizim sirket hayalleri de yatti boylece.

Adsız dedi ki...

Kizimcim,
Sen daralirsin ama benim annemin bir marangozu var, sec begen en tiki en cool magazinden janjan oturma odasi takimini adam sana yapsin hemen. Ucuz, sik hem de orjinalinin aynisi. Dersin Avrupa'dan getirttim diye (senle ben hemen marangozun ismini veririz o ayri! Turkiye hatunlarina uyum diyorum! yok oyle ucuza getirdimler! Italya'dan geldi diyeceksin dedim!:-)

Sovalyecim, seni sevdim I'm on team Sovalye all the way ama bizim kiz laid back'tir. Sallamaz evde ne var ne yok :-) Let it go man! Benden sana tavsiye. Bir tur hatun vardir, ki ben de dahilim, hemencecik yapilmazsa daralir, cingar cikartir ona gore :-)

Su evi gormeyi heyecanla bekliyorum. Eminim TiVo yoktur ama ben yasamayacagim icin iyidir :-((

Operim,
Gozde

Adsız dedi ki...

Benim "bachelor"in 90%'i IKEA'dan. Hep vaktinde deliver ettiler (tabii $58 versen, ben de ederim vaktinde teslim), kurulmasi da (arkadaslar sagolsun) o kadar zor olmadi. IKEA'ya epey bi kilim aslinda ama su ana kadar da mallarin bir bok cikardigini gormedim, gayet saglamlar, eve de yakistilar. Sizin bu darallar beni de daraltti! Kizim zaten 45 sqft evde yasiyoz burda, IKEA da olmasa sicmistik, opun basiniza koyun 3 oda bi salon evleri Istanbulda...

Adsız dedi ki...

Ikea'yi begenmedim ben. Fiyat-kalite dengesi acisindan basarisiz. NPV negatif alis veris yani.. Mallari daha yaparken kiriliyor falan.

Git yurdum magazalarindan dogru durust biseyler al.

Adsız dedi ki...

Bence IKEA'nin fiyatlari kuzey amerika standardlarinda uygun, ama TRde pahali kaliyor. Burda bi mattress icin $700-1500 para bayilmak gerekiyo; IKEA'dan aldim $300. Tas gibi mattress! Bence NPV durumu gayet iyi.

Adsız dedi ki...

Hikayenin ozunden sapiyoruz arkadaslar. Burada bir "biz ayri dunyalarin insaniyiz" yazisi yazilmis. Sen kasma bu kadar, o da biraz daha kassin, bir ortada bulusun siz bakayim. Dak.

Adsız dedi ki...

ya hafiyecim haklısın cok zor bu ev doseme isleri...benim cihangir evim full ikea oldu sonunda...showrooma benzedi.zaten artık hepimizin evi sonunda birbirine benzeyecek. fight club
colette