Pazartesi, Aralık 01, 2008

Gidelim Buralardan

Kişisel edebiyatımızın da, rakı soframızdaki keyif ve kederimizin de ifadesi şarkı sözleri olduğundan yurdum insanını şarkılar derinden etkiler diyebilirim. Beni de bir tuhaf etkiler, evet. Eski bir şarkı duyduğumda, sözlerdeki keder bana eski kalp ağrılarını falan hatırlatmaz. O şarkının moda olduğu dönemdeki günlerimi hatırlatır.

Dün akşam Şövalye’yle kavga etmişiz. Yine meşum ev alma konumuza istinaden. O bahçelerde çiçek böcek keyif yanlısı, ben fonksiyon. Uzun suratımla arabada oturuyorum. Kanal zaplarken Nazan Öncel’in müzikal biyografisi konulu bir program buldum. 1995 yılından bir parça. Gidelim Buralardan.

Link: Nazan Öncel - Gidelim Buralardan - Video Klip


Kendimi üniversitenin ilk yaz tatilinde buldum. Ruty’nin ortalıkta olmayan manitasının minik öğrenci evinde bütün gün Atatürk leblebisi ve soslu fıstık yer, kola içerdik. Hamarat kızımız birtakım taze sebze yemekleri pişirirdi. Yanına pilav ve yoğurt da çıkarırdı. Buz gibi soğuk şeftali de. Yemekten sonra da tırnaklarına oje sürerdi. Beceremez, siler siler tekrar sürerdi. Günler böyle tembel ve amaçsızca akar giderdi.

Evde Kral TV hep açık olurdu. O yaz siyah-beyaz klip çekmek modaydı galiba. Mazeretim Var Asabiyim Ben’i de severdik o siyah beyaz videolar arasından. Ruty hatta oradaki modern dans figürlerine kasardı. Dansçı olmak isterdi. Ben içimden 'saçmalama', derdim. Dansçılıkla karın doymaz. Belki dışımdan da demişimdir, hatırlamıyorum. Velhasıl bankacı oldu. Kredi risk analizi yapanından hem de.

Sonra Ruty’i özleme hissi geldi. Biraz gözlerim doldu. Şövalye proje kontrol hırsımdan sandı. Düzeltmeye uğraşmadım. Nemli duygularımı göstermekten yana hala çekincelerim var.

2 yorum:

Ruty dedi ki...

Cok nefis gunlerdi gercekten.

Evimiz minik, salonumuz esyasiz, monumuz kisitliydi: Taze fasulye, zeytinyagli kabak, mantarli makarna. Ama gonlumuz genis, kapimiz da herkese acikti. Cimen Apt A1 - En orijinal pansiyon orasidir aslinda.

Ah ah.

Yesim Arpat dedi ki...

Evet, annesiyle oturan İstanbullu tipler oldukları halde geniş gönlüne alışanlar da aç karnına Çimen A'ya gelmeye başladığında biz de yemek çıkarmayı kesmiştik de gelenler aç karnına gelmeyi keseceklerine kuru ekmeğe salça sürmeye başlamışlardı. O da ne dumurdu ama.

Çimen A'ya 95 yazından sonra taşındık. Ondan önceki yer de çok benzerdi Çimen'e. Bu şarkı modayken orası vardı. Hani banyosuna plastik sürgülü kapıyla girilirdi. Bir evde gördüğüm ilk sürgülü kapıydı. Ondan kalmış akılda :)Galiba benim şimdi oturduğuma yakın binalardan biriydi.

Kızım, Çimen'i kırmızıya boyamışlar. Çok çirkin olmuş.