Çarşamba, Ağustos 15, 2007

Adam Çalıştıramama

Beyza gelecek diye erkenden uyanıp evi topladık. Şöyle her şeyi olduğu yerden kaldırıp altını silip sonra da aynen aldığı yere bırakmak yerine nesneleri kategorize ederek yerlerine yerleştiren bir temizlikçi hayaliyle yaşıyorum. Sorsan önemli bir şeyin yerini değiştirmiş olmaktan çekiniyor. Oya ne güzel, herşeyi tıkardı üst üste çekmecelere. Sığmadığı anlarda da bir köşeye. Üzerine de bir battaniye. Tamam. Battaniyeyi açmanla nesneler devrilirdi ama olsun. Nasılsa bir dahaki haftaya gelip yeniden bu denk yapılırdı küçük odaya, gözlerden uzak bir yere.

Bir de Beyza her geldiğinde sigaram yok, diyor. Birkaç kez ona sigara buldum bıraktım. Ama bu sabah da aynı şeyi iddia eder diye geçen hafta Abu Dhabi'den Düella'ya getirdiğim bütün duty-free sigaralarını topladım. Toplanırken Ruş'un Düella'ya getirdiği kahve kremaları gün ışığına çıktı. Onu da kattım arabaya indireyim diye dev poşet yaptım kapı önüne. Düella Hanım'ı ne zaman görebilirsek artık, vericez emanetleri hazır Beyza'dan kaçırırken malları. Yalnız kaçırdık hadi, eyvallah da sigara sorarsa ne diycem ben Beyza'ya? Bu basitlikte bir şey isteyen birisine 'hayır' demek o kadar zor ki ama bir, iki, üç derken bu sefer Beyza'ya sigara bulundurmak görevim oldu. H atta evde sigara yoksa bir gün öncesinden stres yapmaya başladı bu durum.

"Tamam o zaman", dedim Şövalye'ye Beyza'nın olası sorusuna ne cevap vereceğime dair prova yaparken. "Ben de derim ki, 'Her gelişinde sigaran olmadığını söylemen sence bir tesadüf mü Beyza?'"

Böyle prova yaptığıma da bakmayın. Anı geldiğinde Allah bilir açıcam duty-free paketlerini.
Şövalye bacaklarını karnına çeke çeke güldü bir beş dakika. Nefesini toplamayı başarınca da "Yo, yoo. Şöyle de: 'Senin sorunun ne biliyor musun Beyza? O lanet kıçının kafandan büyük olması. İşte senin sorunun bu ahbap' de". Hi ho hooo! Hiii ho haaa!


Çok Amerikanmış bu tavrım. Direk sert çıkışıp kaşlarımı çatmam gerekirmiş. Ama nasıl ya, nasıl? İşte de bütün odacı, şoför, fotokopici, muhaberat, sekreter, idari işler insanlarına bir işi yaptırmayı beceremiyorum zaten. Rica etmemem gerekiyor. Kendi kendilerine hatalarını farkedip düzeltmelerine yönelik ipuçları verip çakmalarını beklememem gerekiyor. Bu memlekette sadece cinnet çözüyor düğümleri. Ki o da sadece bir anlık.

9 yorum:

Adsız dedi ki...

"İşte senin sorunun bu ahbap' de".

bence bu cok daha amerikanca olmus. "Ahbap" kelimesini kullandin mi yani sovalye sen burada, yoksa bu hafiyenin blog sanati mi?

Neyse, konu kimin daha amerikan oldugu degil, senin adam calistiramama sorunun. Bence sunu yap sen. Al iki paket maltepe veya samsun bakkaldan koy sehpaya (hatta birinci sigarasi varsa hala ondan al). Sigaram yok deyince de, al iste ic ordan, bizim bi arkadas birakmis gecen aksam de. Bi daha bakalim diyo mu!

biz boyle kibarcayiz biraz nedense, ozlem de marketing takimina karsi caycilarla ekollestiginden bahsetmisti hatirlarsan. Yanlis bisey kesinlikle yok bence.

Adsız dedi ki...

Bence 'ben sigarayi biraktim, evimde de sigara icilmesini istemiyorum' de. Ne bicim is bu be.. Temizlik yapmaya mi geliyor kadin, keyif catmaya mi?

Adsız dedi ki...

onu bunu birakalim da, hafiye, yanlis hatirlamiyorsam sen perihan magden'i seviyordun, bugunku yazisini bir yorumlasana bize.

onun disinda rusen bey kardesime katiliyorum. soyleyecek bir sey birakmamis, altina "bu bir uzman gorusudur" yazabilirmis, o derece.

B dedi ki...

Perihan Mağden'in dünkü yazısı beni çok eğlendirdi şahsen. Şövalye'ye yolladım hemen, 'çoook komik' diye başlık attım ki emailime, açsın okusun. Bu bir havuç. Perihan Mağden'in x tarihli yazısı falan desem okumaz. Bilirim.

Perihan'ı 'severim' dediysem ona 'taparım' demedim. Yazıda süper haklı yerler var fakat marşı yanlış hatırlaması beni kopardı. Şapşi hatun. İşin komiği ama gerçekten koskomiği şu ki bana da o marşı durup dururken 'hadi söyle' deselerdi ben de 'taptığı' diyebilirdim 'saydığı' yerine. Öyle bir ezber ki sormayın gitsin. Amanın durun ben yazı yazayım en iyisi bununla ilgili. Yorumda kalmasın.

Adsız dedi ki...

"bu bir havuc"... yok artik hafiye... bu kadar da ingilizce'den tercume olmaz ki. "olta" filan derler turkce'de ona. sen ne zaman dondun turkiye'ye yahu?

bekliyorum perihan yazini...

Yesim Arpat dedi ki...

Perihan yazım haftasonu başsağlığı, lazerci derken hopadanak gelinlik alışverişiyle beraber suya düştü. Pazar günü sabahın köründe de uyandım, bitirmem gereken bir raporum var. Onu yazıyorum şu ara. Boğazda kahvaltı ve akşama doğru da bir doğumgünü partisiyle devam edicem. Havuç iyice gözden kayboldu yani. Haha!

Murtaza Bey, eski yazılarımı da arşivden okuyorsunuz sanıyordum. Temmuz 2006'da döndüm efendim. Ağustos 99 - Temmuz 06 arası Amerika'daydım. Döneli 13 ay oldu yani. Lakin bahsettiğin durumun 'döneli uzun zaman olmuş artık'lıkla alakası yok. Yurtdışında yaşıyor diye Türkçeyi katledenlere de bizzat kılım fakat şu ortamda kimi şeyleri özellikle tercüme kokulu bırakıyorum ki yazının doğasının da enteresan ve non-Törkiş bakış açılı olabileceğine dair bir hava yaratılsın.

Adsız dedi ki...

non-turkish bakis acisi demek... hadi bakalim oyle olsun.

bogazda kahvalti... afiyet olsun.

biz de burada corba ekmege talim... anlamiyorum ki neden amerika'da yasiyoruz, millet bogazda kahvalti ediyor, biz petibor biskuvi bulunca seviniyoruz.... lante olsun.

Adsız dedi ki...

1. Bence de Samsun ver. Hatta Birinci ver, daha iyi olur.

2."Benim de sigaram kalmamis, git bakkaldan aliver" de. Evimde sigara icilmiyoru yemez ki kadin. Sigara icilen ev kokar, anlamaz mi?

3. "Kendi sigarani kendin getir canim" de.

4. "Al bu bir paket Malboro, acilmamis, gundeliginden kesiyorum 5 lira" de.

5. Sayin Temizlikci Hanim, basimiza AKP'yi getirdiniz, sesimizi cikarmadik. Yetmedi, basortulu karili Cumhurbaskani'ni getiriyorsunuz, ses cikarmadik. Donla denize girdiniz ses cikarmadik. Amaaaa, Marlboro'ma goz diktin, yakarim seni, diye baslayan bir mektup yaz.

6. Perihan Magden usulu, post-modern, bol telmihli, sakiz Turkce'li bir mektup yaz birak. Temizlikci kadin senin deli olduguna kanaat getirip korksun, bir daha bir sey istemesin.

7. Kadinin gozlerine gozlerini dikip, "bundan onceki temizlikciyi cok severdim, ama bir iki benim dolaptaki peynirimi yedi, ses cikarmadim, sustum, bir gun kendimi kaybetmisim, basina tencereyi gecirmisim. Inan hatirlamiyorum. Komsular anlatti. Kadini hastaneye kaldirdilar. O oldu, bir daha gelmedi" De.

8. Haftada 1-2 sigarayi gozden cikar. Bu da hayrimiz olsun diye kendini teselli et.

9. "Bu davranisini hic takdir etmiyorum. Tanri sahidimdir ki, bu konuda bir takim onlemler alacagim," de.

10. Bir daha sigara istersen, basina Murtaza'yi salarim, olmadi zorla yorumlarini okuturum, de.

11. Sigaranin zararlarini anlat.

Adsız dedi ki...

murtaza bey nereden katiliyor yarismaya merak ettim simdi ben bunca yorumdan sonra? Hayir Philly desem cok cheesy kacacak, etlena desem cok southern olacak, Nivyork desem cok yanki olacak! bilemedim!

murtaza bey hangi state'de ikamet etmekteler? ne isle istigal etmekteler? neden tanismiyoruz, kaynasmiyoruz? bu anonimousluk nereye kadar?