Cuma, Mart 31, 2006

Edebi Hafiye

Cuma Cuma icinizi bayicam ama beni pek heyecanlandiriyor boyle seyler. Gecen aksam Capote'yi seyrediyordum. Evet, agir film. Amerika'nin 50 ve 60'li yillardaki en unlu yazarlarindan Truman Capote'nin en bilinen romani, In Cold Blood'i yazis sureci anlatiliyor. In Cold Blood, yazarin ilk gercek hayattan alinti (non-fiction) romani. Bir ara gazetecilige sardirdigi donemde New York gazetelerinde kucuk bir haber olarak cikan Kansas'in kus ucmaz bir kasabasinda ciftci bir ailenin iki sosyopat tarafindan katledilmesini anlatiyor roman. Capote gaydir ve enteresan kiliklarda dolasmayi sever. Bu yuzden kucuk kasaba halkinin onla iletisemeyecegini varsayarak yanina Harper Lee'yi alir ve Kansas'ta aylarca kalarak olayin cozumlenmesinden cok olayin kasaba halkinin ve katillerin ic dunyasinda yansimasini arastirir. Arastirmasi sirasinda katillerle arasinda bir gonul bagi olusur vs vs.

Butun bu olay orgusunde benim ilgimi Harper Lee cekti. Harper Lee, benim en en sevdigim romanin, Bulbulu Oldurmek'in (To Kill a Mockingbird) yazari. Ortaokulda zoraki okutturulan bu romani hala neredeyse her sene tekrar tekrar okurum. Yazari hakkinda bildigim tek sey baska romani olmadigiydi, o kadar. Bu filmde Capote'nin dostu cikmasi onun hakkinda ogrendigim ikinci sey oldu. Sonra gelsin google'lar, gitsin arsivler. To Kill a Mockingbird' deki Dill karakterinin Capote oldugunu, Capote ve Lee'nin cocukluklarinin Alabama'da komsu evlerde gectigini ogrendim. Romanda Dill zaten bir sureligine teyzesinde kalsin diye oraya yollanmisti. Annesi turneye cikmis saibeli bir kadindi. Capote'nin gercek yasamindaki cocuklugu gibi yani.

Buyuk bir iddiaya gore de To Kill a Mockingbird'i Capote yazmis. Lee'nin basilmis baska eserinin olmamasi da bu iddiaya en buyuk destek olarak gosteriliyor. Filmde de buna dair muallak gonderimler var. Yikildim sanki. Ya iddialar gercekse? Sonucta hala en sevdigim roman olacak ama bir kere aldatilmis, bir kere guvenimi kaybetmis olacagim. Yikilacak sey bulamadim hem de memleketin onca sorunu varken.

Oysa ki ben To Kill a Mockingbird gezileri bile duzenlemis ama nedense kotu nazarlarla karsilasmis bir insanim. Hikayenin ozeti: Mart 2000. Adanali erkekler ve ben Mardi Gras icin New Orleans'a gidiyoruz guney eyaletlerini gece gece. Benim derdim romandaki izleri surmek, onlarin derdi malum yuvarlak tepeciklerden mumkun oldugunca cok gormek. Yarin anlatirim bu trajikomediyi. Bugunku edebiyat tarihi bayintisi uzerine haliyle yarinki maceranin reytingi daha yuksek olacak. Ticari kaygilar kor olsun.

7 yorum:

Adsız dedi ki...

Marlon Brando yazisi/roportaji vardi bi de Truman beyin, ilgincti.

http://www.newyorker.com/archive/content/?040712fr_archive02

Adsız dedi ki...

Bir daha deniyoruz: roportaj

Yesim Arpat dedi ki...

Bu ulkede guzel seyler de oluyor. Okurlarimin hepsi gencecik, piril piril...

Adsız dedi ki...

Teessuf ederim. Capote'in tarzi cook farklidir To Kill A Mocking Bird'den. 'Bu kadar guzel bir romani bir kadin yazamaz' cirkefligi bence. Capote'un butun eserlerinde bir kaybolmusluk, sahipsizlik, anne/baba hasreti, escinsellik, dislanmislik vardir. Otorite kayiptir, kahramanlar sahipsiz, yersiz yurtsuzdur. Bulbul'deki Atticus asla bir Capote karakteri olamaz. Ayrica Capote bir sevgi, ilgi ve ovulme manyagi insan. Neden gidip boyle bir saheseri bir baskasina hediye etsin? Aysudak

Adsız dedi ki...

'in cold blood'i okumamistim, ama Hafiye'nin yazdiklarindan esinlenerek gidelim dedik su 'Capote'ye..Sogukkanlilikla romanindan sonra hicbir romanini tamamlayamis Truman Capote..Agir bir film olmasina ragmen guzel bir seyir oldu bizim icin..Hafiye sayesinde biz de gayet edebi bir aksam gecirdik:)
"Hayatta kabul edilmis dualarimiza, kabul edilmemislerden daha cok aglariz".. oyle mi ki?..
Kardes

Yesim Arpat dedi ki...

Aysudakcım, Capote'nın tarzı kesinlikle Lee'den farklı ama tarz diye listelediğin şeyler (itilmişilik, dışlanmışlık, eşcinsellik, vs) hikaye örgüsü aslında.
İddialara göre To Kill A Mockingbird'de hikayenin plot'u Lee'ye ait- zaten Lee romandan önce 'güneyde geçen çocukluk hikayeleri'ni derginin birinde düzenli yazıyormuş. Roman aslında bunların bir anlamda bir araya getirilmesinden oluşmuş. İddialar, romanın Capote tarafından ciddi anlamda yeniden yazılmış (heavily edited) olduğu üzerine. Yani kurgunun Lee'ye ama editörlüğün Capote'ye ait olduğu yönünde. Umarım yalandır tabii ki.

Adsız dedi ki...

hay allah ya, bu siteyi 1000 tane sitedeki linkten linke atlarken kesfettim ve artik amerika'da olmadiginizi ogrendim.. simdi arsivden okumam lazim bu guzel yazilari.. "To kill a Mockingbird" benim de favorimdir :-))

Tr'da bol Sans!