Çarşamba, Kasım 29, 2006

Don't You Know You Need Some Time...All Alone

“Hemmmen anahtarlarımı geri getiriyorsun. Eşyalarını da alıp öyle gidiyorsun. Taksit taksit gidilmez. Gidiyorsan tek celsede git. Hayır, sabah getiremezsin anahtarlarımı. Hayır, kuryeyle de yollayamazsın. Zaten kilidi değiştirmek zorundayım bu durumda. Ama eşyalarını sokakta bulmak istemiyorsan acele et. Peşin peşin, selametle. Hem hem, bu kadar soğukkanlı nasıl olabiliyorsun? Bu krizde nasıl uyuyabiliyorsun? O kadar rahatsın yani? Nasıl? Nasııııl?”


“Minno, ama ben kavga etmek istemiyordum. Beni görmek istemediğini söyledin, ben de gittim. Biraz yalnız kalırsan iyi geleceğini düşündüm. Sinirin geçince geri gelecektim zaten. Böyle ayrılınır mı yahu?”

Daank! Tepeme!

Yani aslında bazen erkekten beterim söyleneni sözlük anlamında algılamakta. ‘Git’ demişim, gitmiş. Bu kadar basit işte. Lakin kimi hareketler var ki- sesli ya da sessiz çekip gitmek olsun, surat asmak olsun, incir çekirdeğinden darağacı dikmek olsun- direk nevr-i Hafiye dönüveriyor. Hadi selametle baş baş’ı bir dakikalık huzursuzluğa tercih eder olmuşum. Tartışmalar kavgaların, kavgalar huzursuzluğun, huzursuzluk mutsuzluğun, o da ayrılığın işareti diye. Tartışma eşittir ayrılık olmuş. Hiç o ara dönemleri yaşamayayım diye. Mutsuz sona fast-forward, please.

Diyeceğim o ki, Karadeniz’in Temel’i varsa Adana’nın da Karatepeli’si var. Karatepe, Kadirli ilçesinin doğusunda, altı köyü kapsayan bölgenin adıdır. Adanalılar, Karatepelilerin hiciv dünyamızda reklamını yeterince yapamamışlar maalesef ama izninizle ben yapıvereyim buradan.

Mesela, Karatepelilerin en önemli özelliği negatif uzak görüşlülükleridir. Şöyle ki:

Karatepeli Kızın Derdi
Ailesiyle beraber bir ağanın yanında çalışan Karatepeli genç kız, bir gün villanın havuzunun etrafını temizlerken, hülyalara dalar. Kendi kendine "Ağa beni oğluna istese, biz evlenince bir oğlumuz olsa, bir akrabası oğlumuza top getirse, oğlan havuzun etrafında topla oynarken top havuza düşse, oğlan topun ardı sıra havuza düşüp.boğulsa, ben ağaya ne derim,diye düşünür ve başlar ağlamaya. Kızın bu halini gören anne koşup gelir, ne olduğunu sorar. Kız düşündüklerini anlatır. Bu kez başlar ikisi birden ağlamaya. Derken sırayla ağabeyi ve babası katılırlar ekibe ve ortalığı bir matem havası bürür. Bu arada bahçeye çıkan ağa durumu görür. Merak edip sorar. Kızın kurduğu hayal yüzünden hepsinin ağladığını öğrenince de küplere binerek hepsini evden kovar.

Hiç yorum yok: