Perşembe, Şubat 04, 2010

Nünük

İyi bir dizi seyircisi olmayı hep istemişimdir. Düella o kadar iştahla sarar ki bir diziye, özenirim bu sarmaya. Tıpkı gayet tokken yanınızda birinin iştahlı iştahlı bir şey yemesinin sizi de acıktırması gibi bir şey. Düella'ya yerli ya da yabancı dizi de pek fark etmez. Kapanır eve, günlerce uyumadan yerinden kalkmadan 80 bölümü arka arkaya seyreder rahatlar. Ben de ne zaman böyle dizi maratonuna kalkışsam daha ilk sezonda havlu atarım. Köste eskiden bana 'non-commitment TV seyircisi' teşhisini koymuştu zaten.

TV karşındaysam ve zaten başka kanallarda daha iyi bir şey yoksa, izlediğim bir iki yerli dizi var. Yerli dizileri zaten üç beş haftada bir izlesen de olur, konudan kopmazsın. Bu diziler reklamlarıyla beraber üç saate yakın da sürdüğünden genelde sonlarına doğru uyuyakalırım. Nasılsa ertesi hafta özetini yayınlarlar. Çok mu merak ettim? Diziport var internette. Genelde peşine düşmem ama çok istersem açıp izleyebileceğimi bilmek rahatlatır beni.

Dün de TV karşısında diziye takıldığım bir gündü. Artık eni konu bir işkolik olan Şövalye, şirketinin karına kar katacak şeyler öğrenmeye çalışırken ben de Yaprak Dökümü’nü izlemeye koyuldum. Kötü kadın Ferhunda sonunda hapse düştü. En azından aksiyonlu bir bölümdü. Yan sahnelerin birinde birtakım çocuklar isim-şehir oyunuyordu. Bir tanesi kalkıp babasına ‘n’ harfi ile başlayan hayvan ismi sordu. Babası bilemedi falan.

Bir kere artık çocuklar akşamları kümelenip isim-şehir oynamıyor. Senarist 80’lerde kalmış kalmasına da ‘n’ ile başlayan hayvan bulunmaması sorunsalına yeniden parmak basılmış olmasına güldüm.

-'N' ile başlayan hayvan var dedim, vaaar. Nünüüük.

TV karşısında sesli sesli dizi karakterleriyle konuşmayı da Şövalye’den kaptım. Körle yatan şaşı hesabı.

Hihohaa, diye gülerek kalktı yerinden bizimki. Bir kulağı da bendeymiş meğer. Nünük de neymiş, kıroluğum tutmuş gene, diye konuşmaya başladı.

Ne zaman bilmediği bir kelime söylesem Adanaca sanıyor. Halk dilini de, yöresel kelimeleri de ‘kıro’ buluyor bizim saraylı paşazade.

-Nünük bir hayvandır. Biz N harfinde hayvan kategorisine hep nünük’ü yazardık. Zamanla herkes nünük'ü öğrendiğinden ve başka hayvan da bulunamadığından herkese 5'er puan düşerdi.

Ben konuştukça güldü. Nünük’ü fonetik olarak komik buldu. Ondan.

-Nasıl bir hayvanmış peki bu?

Bir çeşit deniz salyangozu diye duymuştum ama, diyip gugılladım.
Evet, kayalarda yaşayan deniz salyangozuna maalesef sadece Çukurova yöresinde ‘nünük’ deniyormuş.

4 yorum:

silgi dedi ki...

nil timsahı, yazıyorduk bir de.

sanatçıya rahşan ecevit, eşyaya cif likit jel yazanlar da görülmüştü.

Herbert dedi ki...

kesinlikle nil timsahıdır. ansiklopediden falan kontrol etmiştik biz o zamanlar, geçerli bulunmuştu.

Adsız dedi ki...

Easily I assent to but I dream the brief should have more info then it has.

sarapci dedi ki...

Bir de ebu nünük vardır. Babaannem zamanında kara salyangozu için kullanmıştı ama kendi eklemesi mi bilemiyorum.