Çarşamba, Ağustos 25, 2010

Kısmet

House MD dizisinin hastasıyım ya. Bazen çok tekdüzeleşiyor, tamam. Hasta geliyor, derdi çözülüyor. House huysuzluk yapıyor falan. Ama adamlar sezon sonlarını ve başlarını müthiş yazıyorlar. 6. sezon final bölümünde tam da bendeki değişikliğin sebebini bana fark ettiren bir şey oldu. House, bacağı göçük altında kalan bir kadının bacağını kurtarmak için uzun süre tehlikeli bir şekilde direndi. Bacağının üstündeki yığın kalktığı anda hem kadıncağız hem de kurtarma ekibi büsbütün göçük altında kalabilirdi. Kadının bacağının kesilerek oradan kurtarılması en kısa çözümdü. House, belki de kendi bacağından muzdarip olduğundan yığını kaldırtmaya kastı. Kadın da House’a çok güvendi, ona sığındı. Zaman geçtikçe bacaktaki kangrenin tüm vücuda yayılma riski de oluyordu falandı filandı. En sonunda mecburen kadının bacağını kesti. Kadın ambulansla hastaneye kaldırılırken yolda House’a kurtar beni diye diye nefesi kesilerek öldü. Hem de hiç hesapta yokken. Üstelik ölmesinin bacağının geç kesilmesiyle alakası yoktu. Uzun kemik kırıklarında nadir görülen yağ embolisi sebebiyle kadıncağız gitti.

Burada House’un duygusallaştığı nadir anları izledik. Normalde birinin ölmüş kalmışlığına aldırmadayan adam yedi bitirdi kendini. Ekibinden Foreman, House’a, “Sen herşeyi doğru yaptın, o kadın hastanede olsaydı da sonuç bu olacaktı,” dedi. House ise “İşte sorun tam da bu. Herşeyi doğru yaptım ama o yine de öldü” diyip Foreman’ın odayı terk etmesini istedi.

Çok derinde bir yerde, her şeyi doğru yaparsam iyi sonuç alırım diye düşünürdüm ben. Cümledeki mantığı ters yüz edersem, işler yolunda gitmezse ben bir şeyi eksik ya da yanlış yapmışımdır, diye kendimi suçlayarak yaşardım. Herşeyi doğru yaptığım ilişkilerimin kırılmasından mı, acaip çalışıp koca kafalık yapıp en yüksek performanslı eleman ödüllerini aldığım halde terfisiz ve zamsız kalmaklardan mı, herşeyi doğru yaptığım ilk gebeliğimde Kerevit’i kaybetmekten mi bilmiyorum ama an geldi bu ektiğimi biçeceğimi sanmaklardan vazgeçtiğimi fark ettim. Belki yüzde yüz değil. Hala plan program ve hırs dahilinde ilerleyen bir tipim çünkü ama eskisi gibi kendimi yiyip bitirmiyorum. Azıcık içim sızlıyor, sonra ‘kısmet’ diyip önüme bakıyorum.

Hamileliğimin takvim hesabına göre son haftasına girdim. Doğumdan değil, onu takip eden bilinmez ve tahmin edilemez süreçten biraz çekiniyorum. Şimdiden hayatım çok değişti. İki haftadır evdeyim. Yatılı bir yardımcımız var. Eve ve ona alışmaya çalışıyorum ama herşey çok tuhaf geliyor. Başlangıçta bir takım talihsizlikler de yaşadık. O yüzden gerginim de. Yine de yapabileceğim herşeyi yapabileceğimin en iyisince yaptım sanırım. Gerisini hep beraber göreceğiz.

 

4 yorum:

gezicini dedi ki...

ben ani yakalanmıştım doğuma. 37. haftada hiç hesapta yokken aniden oluverdi her şey. hiç anlamadım. doğum sonrası da kuvöze alındı yine göremedim. bir yere kadar hesap kitap sonrası kısmet. haklısınız. zor günler ama sonrası da çok güzel.
sağlıklı bir doğum ve sağlıklı bir çocuk diliyorum. kolay gelsin.
sevgiler
gorki

Adsız dedi ki...

Bence siz kuvvetli bir kadınsınız. Her seyi halledebilirsiniz. Yine de her sey kolayca hallolsun insallah.

Gozde dedi ki...

Hafiyem :) Türkiye'ye dönmenin yancıları bu "kadercilik". Biz milletçe kaderciyiz, zaten başka türlü bu memlekette yaşanmaz :(

House'un hastasıyım. Her sozunun DVD seti var (shocker!). Kendisi topallığı seksi yapabilmeyi başarmış nadir insanlardan.

Güzel haberlerini bekliyorum şekerim, millet 10 çocuk yapıyo biz 1 tanesini nasıl büyütücez diye stres oluyorz. Hepsi olur... Kısmet :)

melontheroad dedi ki...

Güzel Anlari yok mu var ama zorlukları daha fazla.her gün birbirinin aynı gibi bir o kadar da her gün yeni bir şey gibi bence zor olduğunu bastan bilmek daha iyi sonra ben mi beceremiyorum millet ne kadar güçlü ki daha ilk aydan ikinciyi istiyor diye bunalıma girebiliyor insan (ben)