Perşembe, Kasım 15, 2012

Hamilelik Şekeri

Bu hamileliğime dair hiçbir şey anlatmamışım neredeyse bloga. Başka bir şeyler de anlatmaz olmuşum. Arada bir soğuyorum çünkü yazmaktan. Hamileliğin heyecanı da az olunca insanın iştahla anlatası da gelmiyor. Evet, ikinci hamileliklerde heyecan daha az. Belirsizliğin azalması ya da endişe azalması ne bileyim ama herkes için aşağı yukarı böyle olduğundan eminim. Tek çıkış noktam bu bebeğin kız olması. O bir değişiklik.

Bu hamileliğimde doktor randevularını hiç önceden planlamadım. Bazen unuttum bile. İlk doktora gittiğimde 7 haftalıktım. Detaylı ultrasonu için aylar önceden Atıl Yüksel için sıralara girmedim. Başlarda çok fena kusuyordum. Sonraları rahatladım derken hamilelik şekeri çıktı. Ailede şeker var. Bende de ufaktan hipoglisemi vardı. Bekliyordum bunu.

Tuhaf bir saptama belki ama birinde şeker hastalığı çıkmalıysa benim gibilerde çıksa iyi olur sanki. Hastalık ancak öyle layıkıyla kontrol altına alınır çünkü. Benim gibi kontrol manyakları sayesinde. Son dört aydır her yediğime içtiğime psikopatça dikkat edip yediğim her lokmayı bir excel’e yazdım. Karşılarına da açlık, tokluk 1 ve 2. saatlerde mutlaka parmaklarımı delip şeker seviyemi yazdım . Ne yedim, şekerim ne oldu, hepsi kayıt altında artık.

Hamilelik şekeri bebeği gereksiz irileştirdiği için bebekte de şeker hastalığı ve çocukluk obezitesi gibi hasarlara sebep olabiliyor. Kendimden biliyorum. 4.5 kilo doğmuşum. Çocukluğum boyunca şişkoydum. Hala da kolay kilo alırım ve şekerim de sınırlardadır. Annemde muhtemelen şeker vardı ama o zamanlarda bilinmiyordu.

Ama işte onca kontrole rağmen ne yediğimin vücudumu nasıl etkilediğini öğrenebildim mi? Hayır. Zaten ben kaosa düzen getirmeye çalıştıkça işler iyice karışır. Karmam da böyle. O yüzden kaderime boyun eğsem de merakıma boyun eğemiyorum. Düzene sokmaya çalışmasam da ölçmeye ve gözlemlemeye devam ediyorum.

Aynı şeyleri bir yediğimde normal diğer yediğimde anormal çıkıp durdum. İstikrarlı olmak adına hep aynı parmağımı deldim. Şu an parmağımda his yok. Delik deşik kendisi. Yine de bir işe yaramadı. Üstüne güya bebek iri olacaktı. Ultrason ölçümlerinde boyu posu iyi ama göbek çevresi küçük çıktı hep. Özetle, şeker hastalığım yokken 4 kilo doğan Jelibon’dan sonra şeker hastalığımla 3 kilo doğması beklenen bir Planters var karnımda. İkinci bebekler daha geniş rahim ortamı yüzünden daha iri olurmuş güya. Bizimki geniş ortamda fır fır takılıyor. Belki de o sebepten karnımda Jelibon’un aksine çok hareketli.

Şövalye baştan beri dedi ki, salla. Delme kendini. Börek de ye, tatlı da. Önemli olan mutlu olmak. Bebek de ufak ölçülünce biraz biraz bıraktım diyeti. Bu sefer de şekerim hiç yükselmemeye başladı. Ben merakımla yaşayamayıp bu sefer de diyeti boza boza, nereye kadar şekerimin yükselmeyeceğini ölçmeye başladım. Baklava ye ölç, börek ye ölç. Yükselmemeye başladı. Şövalye durumu börek yemenin mutluluğuna bağladıysa da ben hala şu hormonların işine akıl sır erdirme yönünde neler yapılabileceğini düşüyorum.

2 yorum:

gezicini dedi ki...

güzel geçmiş galiba hamilelik. ne güzel. umarım sağlıklı ve kolay bir doğum olur.
sevgiler
gorki

Adsız dedi ki...

Bence eşiniz çok haklı. Son zamanlarda etrafımdaki herkeste duyuyorum hamilelik şekerini, acaba normal bir durum mu diye düşünmeye başladım. Özellikle bir arkadaşıma bayağı eziyet ettiler, hamileliği süresine çok katı bir diyet yaptı. Bebeğin doğum kilosu 2800 gr oldu. Sonra kızcaaz bebeğe kilo aldırmak kendini parçaladı resmen. Hamile dediğin pasta börek çörek yer. Hamileyken de yiyemiyceksek daha ne zaman yiyeceğiz Allahaşkına?