Cuma, Eylül 29, 2006

Hafiye Erkek Olsa

Bilirsiniz, benim güzelliğim Allah vergisi. Estetiğim yok. Bütün parçalarım orijinal. Parçaları temiz ve arızasız tutmak da çok emekli bir iş. Hele de Türkiye'de böyle orijinal-doğal-emeği kendinden falan takılmak zor oluyor, tahmin edersiniz ki. İlk kez orijinallikten vazgeçicez ve buraya bir alıntı koyucaz. Yine de bana referanslanmış olmasaydı bunu yapmazdım. Buraya koydum çünkü Tarzancım ( http://hydrodictyon.eeb.uconn.edu/people/sezen/) Hafiye'nin tarz-en erkeğini bulduğunu iddialamış. Keşke ben de gerçek sahibini bulsaydım. Google'ın çıkardığı her sonuca atladım. Hepsinde kimliksiz bir halde, kopyalanakalmış duruyordu bu yazı. N'apalım artık. İyi okumalar!

Tarzan: Aklima sen geldin okuyunca, dedim Hafiye de boyle sevio, impresyonist yavru.

BIM DE ESKI SEVGILIYI GORMEK
Bim'e doğru yola çıktım. Zaten iki adım ötesi BIM. Annemin terliklerini giyip çıkayım be dedim, kim iki saat şimdi bağcık bağlayacak. Ama olgun bir erkek insanda eğreti duran şeylerin başında anne terliği geliyormuş canlar, ben bunu anladım.

BIM her zamanki gibi sakindi. Klima çalışıyor ama soğutmuyordu. Nasıl bir klima be bu diyerek incelemeye başladım. Ama görevli beni bali'ci sandı, çünkü ayaklarımda da acayip terlikler altımda çamaşır suyu sıçrayıp da rengi atmış bir pijamayla pek de güzel bir gaspçı havası veriyordum. "Abi bu klima üflemiyor galiba" dedim. Ama cevap vermedi, işine döndü.

Tam arkamı dönüp gidecekken tanıdık bir ses duydum. Pek bir tanıdık. Sanki bir zamanlar kulağıma "aşkım" ,"seni seviyorum" diyen bir ses. Yavaşça arkamı döndüm. Evet, eski sevgilimdi bu. Bir zamanlar sevdiğim kadındı. Bir zamanlar elele tutuşarak mal gibi gezdiğimiz kadın. Şimdi nişanlısıyla BIM'e gelmiş alışveriş yapıyordu. Bir zamanlar aşık olduğum kadındı bu.

Evet bir zamanlar uğruna canımı verebileceğim kadındı bu.


Ben şaşkınlıktan elimdekileri yere düşürünce bunlar birden irkildi ve hemen arkasını döndü. Ben, beni görmesinler diye hızlıca aşağıya eğildim ama lanet olası BIM'de raf diye bir şey yok ki. Tansaş olsa arkadaki adam seni göremez ama raf yerine kolilerde ürün sergileyen bim sayesinde saklanamadım.

Peki size sorarım. Siz arkanızı döndüğünüzde, devekuşu gibi saklandığını sanan ama ayağında ufak numara anne terlikleriyle tuvalette oturur gibi çömelmiş ve kıç çatalı gözüken bir adam görseniz ne yaparsanız? Işte onlar da öyle yaptılar. Bastılar kahkahayı. Yavaş ve gurur yıkılmışça ayağa kalktım.

Gözlerine baktım. Bana baktı, mahzun bir bakış görmek isterdim ama alay ediyordu resmen. Ayaklarıma bakıyordu. Anne terliği giymiş, parmakları ucundan çıkmış bir ayak. Buydum işte. Sen bu adamla bir zamanlar çıkmıştın. Şimdiki sevgilin çok iyi giyinmiş ama bir bak bakayım ona. BIM'de bu şıklık? Sence de biraz samimiyetsiz değil mi? Ben en azından yakışıyorum buraya. Içimden geldiği gibiyim.

Böyle düşündüm ama sonra küfrettim. Adam kapmış kızı, ben de lavuk gibi pijamayla terlikle geziyorum. Kim naapsın lan beni. "Nasılsın görüşmeyeli?" dedim. "Iyiyim" dedi. "Ne güzel" dedim. "Hıhı" dedi. Gittikçe gerginleşiyordu ortam. Yeni sevgilisi kıllandı mı acaba diye baktım ama "nasıl olsa bu lavuktan bir zarar gelmez" düşüncesi hasıl olduğundan zerre bir tarafında değildim herifin. Adam en ucuz kangal sucuğu seçmekle meşguldu.

"Niye böyle olduk biz?" der gibi baktım. "Ne diyorsun?" der gibi baktı bana. "Niye böyle olduk diyorum?" der gibi tekrar baktım. "Ne diyorsun anlamıyorum" der gibi tekrar baktı bana. "Neyse xtir et" der gibi baktım. Xtir etti alışverişe devam etti. Bir güle güle demeden.

Gözyaşlarımı saklayarak elimden düşürdüklerimi aldım ve kasaya gittim. Bir de peçete aldım, gözyaşlarımı silmek için. Kasadaki görevli yine baliciymişim gibi baktı bana, "paran var mı" der gibi baktı bana, bana bakmasın artık kimse. Al lam paranı der gibi uzattım, para üstü beklemeden çıktım ama sonra hemen geri dönüp şahsiyetsizce aldım paranın üstünü. Tam çıkacakken fiş almayı unuttuğum aklıma geldi. Dönüp onu da aldım. Lanet olsun, bir romantizm de yaşayamadık be.

Eve giderken Serkan geldi yavaşça yanıma. Tek dostum, yoldaşım, üzgün olduğumu anlayabilen tek insan.


"Abi bir şey diycem. Pijamanın arkasında delik var, popon gözüküyor, baya bir büyük"

O günden beri evdeyim. BIM'e de kapıcıyı yolluyorum........

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Hafiye,
Kopmussun galiba, arada Turkce'yi kafandan koparmis, bastan yaratmissin; yazdiklarini ben anlayamadim...
Asagidaki kismi bir tercume etsene:
... Yine de bana referanslanmış olmasaydı bunu yapmazdım. Buraya koydum çünkü Tarzancım ( http://hydrodictyon.eeb.uconn.edu/people/sezen/) Hafiye'nin tarz-en erkeğini bulduğunu iddialamış. Keşke ben de gerçek sahibini bulsaydım. Google'ın çıkardığı her sonuca atladım. Hepsinde kimliksiz bir halde, kopyalanakalmış duruyordu bu yazı. N'apalım artık. İyi okumalar!


---
butun bekar erkekler hepimiz bir tarzan degil miyiz? kimselerden bir seyimiz eksik degil ama birseyler fazla belki de. ya bir delik, ya bir uygunsuz bir ayakkabi-terlik, bir permurdelik, bir tembellik.
yok mu bunun taliplisi?

New York Muhtari dedi ki...

gecenlerde okudugum BIM maili,sokaga cikarken beni son bir kez aynaya bakmaya yoneltti. Dost goze, dusman ayaga bakar diye bosuna soylememis buyuklerimiz :-))

Onur dedi ki...

Bu Hafiye ya. Onun erkegi iste.

Adsız dedi ki...

Tarzan.. Kicimin tarzani. Ne bicim bi takma ad oyle? Sen caaanim "Ruzgarin Oglu Usuyen Ates" adini es gec.. cocuga Tarzan de! sinir krizi gecircem... Heyhat bi kelme oyunu var.. Kacirmadik tabe: Tarz-an, Tarz-en.