Salı, Eylül 11, 2007

Ben Solcu Muyum?

Geçen gün Kerem yollamıştı Radikal’deki Gökhan Özgün’ün yazısını. Türkiye’ye döndüğümden beri düzenli bir şekilde gazete okuduğum söylenemez. Genelde bulmaca ekine dalıp gazeteyi unutuyorum. İnternetten bile takip etmez oldum. Bilinçli bir eylem değil bu. Zaten bir uzun zamandır internetten okumaya alışmışım herşeyi. Gazete kağıtlarının öyle rengarenk halleri tuhaf geliyor. O hallerini görünce web sayfalarından da soğudum belki de. Bilemedim. Arada bir birisi X’in yazısını oku bak ilginç derse gidip bakıyorum, gitmişken biraz sağına soluna da tıklıyorum, o kadar.

Gökhan Özgün’ün yazısı türban meselesiyle ilgiliydi. Çok sevdim de. ( http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=232235
) Arşivine dadandım adamın. 'Haaa hah! Ayyynen’ diye diye bittim okurken. Beğendiğim bir yazar daha çıktı. Radikal’e gelişiyle gazetenin solculuğu pekişmiş diye yorumlar da gördüm kendisini gugıllarken. Düşündüm de, ben de solcu muyum? Kendime şimdiye kadar bir siyasi tanım yapmamış olmam tuhafıma gitti. Yani zaten memleketteki sağ ve sol başka yerdekilere benzemiyor. Hatta dünyada bile anlamları şaştı denebilir. Gerçek tanımlarını çok uçalrda olmadıkça anladığım da söylenemez ki saplamalarına aklım ersin. Mantık silsilesine giriştim. Amerika’da dertler başka tabii. Mesela şu son savaştan yanaydıysan sağcıydın, değilsen solcu. Kürtajdan, gay evliliğinden, kök hücre araştırmalarından yanaysan solcu, değilsen sağcı. Ama zaten 'demokrat' kelimesi orda solcu manalardayken memlekette sağcı. Kelime hasbelkader her iki ülkede de farklı yönlerde de olsa parti isimlerine mal olduğundan mıdır, bilmem. Memlekette en halkçı söylemler sağ partilerden çıkma idi -ki zaten son zamanlarda sağ-sol değil, türban-laik tartışılıyor. Sanki biri diğerinin tezi-antiteziymiş gibi.

Düella MSN’e geldi de ona sordum. Ben solcu muyum, diye. Daha geçenlerde benim ne olduğuma dair o da düşünmüş. O kesin solcu zaten de ben değilmişim. Sosyal adalet duygum gelişmiş ama beni ancak 'refah ülkesi demokratı' olarak tanımlayabiliyor. Onu da eksik kalmış şefkat güdümden çıkarıyor muhtemelen. Sosyal, duygusal olgulara bile matematik problemiymiş gibi yaklaşmamdan. Hoş, Şövalye de bana 'laboratuar demokratı' diyor. Steril bir toprağın, Olmayan Ülke'nin demokratı. Gene tek kelimeye sığamadık, iyi mi?

Geçenlerde 'Atatürkçü' bir teyzeyle tartışaraktan tansiyonunu yükselttim de masanın. Aslında ben hiç tartışmadım. Sadece soru sordum. Hatta konu türban bile değildi. 'Cahil ve yoksul kesime nasıl ulaşırız' idi. Aslında ulaşmaktan amaç o kesimin AKP’ye oy vermemesini sağlamak imiş. Ben sonradan anladım. O da sorduğum sorulara sinir olup 'senin gibi biri bile böyle düşünüyorsa şeriat gelsin de o zaman görürüm ben seni', dedi. Hayır, ne dedim ki ben şimdi, oldum.

Kendisi beyaz olur. Sivil toplum kuruluşlarında takılır. Hatta kız çocuklarını okula gönderme kampanyalarında aktif görevler almış. O kampanya nasıl yönetildi, bilmiyorum lakin bana anlatılanca uygulaması şöyle olmuş: Adam kızını okula göndermiyor, ama bakıyor ki kampanyadan ayda 300 YTL para alacak, kızını okula göndermeye başlıyor. Parayı düzenli olarak her ay alırken kızın okula devamlılığı azar azar azalıyor. Sonra sonra hiç kalmıyor. Adam paraları almaya devam ediyor. Adam hayvan ilan ediliyor. Bu paraları dağıtırken neden bir kontrol mekanizması kurmadıklarını sordum. Yani adamın kızını okula para için yollaması kötü, tamam ama bulmuşsunuz doğru motivasyonu. Kaynağınız da var madem. Neden kızın okula devamlılığı takip edilmiyor o zaman? Her gittiği gün başına para alsın mesela. Hayır, bilmiyorum işleyişi. Soruyorum sadece. Ama adamın hayvanlığına takılmışız, gözümüz başka şey görmüyor. Sorun, benim adamı suçlamamam.

(Bu konu çok uzun. Hakkında çok şişkinliğim de var. O yüzden burada kesiyorum. Devamını yarın bir gün yazacağım)

6 yorum:

Adsız dedi ki...

bak simdi benim de aklima bi soru geldi ama sonra sagci, solcu, suclayici, sucla(ya)mayici diye yargilamasin bu teyze beni de?

Kizini okula yollamasi icin aylik baglanan bu amcaya verilen 300 YTLnin kaynagi nedir? nereden gelir bu para?

Ikinci bir soru da, ehem, motivasyon dogru mu ki burada? (hafiye hem mu hem de ki ayri yaziliyodu di mi burda? hayir teyzeyi gectim bi de senin gazabina ugramayalim yani!) Yani kizini okula gonderme karsiliginda tikirt para. Bi garip geldi bana.

Serendipity dedi ki...

milliyet, ntv vb bazı kuruluşların bir kampanyası vardı. baba beni okula gönder! sanırım söz konusu olan kampanya bu. gönüllü kimseler verilen banka hesap numaralarına para yatırıyordu, o paralar da o babalara kaynak oluyordu işte.

işin kötü tarafı, ülkede bi devlet var ama bu tür kampanyalar o devletin ilgili kurumlarına hiç rahatsızlık vermiyor. yani MEB çıkıp da demiyor ki, biz bu konuda şöyle bi çalışma yapıyoruz, gelin bize orada destek verin!!!
tam tersine, aaa ne güzel düşünmüşsünüz devam edin, gibi bir tavır içindeler.

ben şaşırıyorum bu gibi durumlarda. yahu bu devlet ne iş yapar hayatta diye düşünüp duruyorum. böyle düşünüp durmak beni solcu yapmıyor elbette; ama solcu musun sağcı mısın sorusuna vereceğim tek yanıt her ne olursa olsun, tabiki solcuyum olurdu.

Adsız dedi ki...

Bana burda azicik solcu diyorlar. Belki de sen de ondansindir Hafiye.

"a little bit lefty", not too much though... ne demekse.

P.S. www.facebook.com'a geliniz. Ben ordayim bundan boyle. 55 tane arkadasim var listemde; bakip bakip gurur duyuyorum popularitemle:)

Adsız dedi ki...

Facebook nedir, ona nasil giriliyor Ruty?

Adsız dedi ki...

dedik ya. www.facebook.com.

Yesim Arpat dedi ki...

Yahu bırakın goygoyculuğu dedim. Ne facebook'u be! Şurada memleketi kurtarıyoz.