Pazartesi, Ağustos 14, 2006

Hatır Bünyeye Karşı - 1

Tutturdu. Cumartesi sabahı benle ‘Afrika Dansları’na gel, diye. Hem Cumartesi hem de sabah da olsa, tamam, dedim artık. Haftasonu maftasonu farketmez, öyle uzun uzun uyuyamam, bilirsin. Hem onu mu kırıcam? Dayanamam. Nerde ve tam olarak kaçta, peki? On buçukta Galata’da olucaz. Tamam.

Sağdan soldan duymuştum. Cihangir dolaylarında küçük tiyatrodur, orkestradır, sanatçı arkadaşlar apartman dairelerinde gösteriler yapıyorlarmıştı ufak seyirci gruplarına. Hani sandım ki bu Afrika Dansları şeysi de öyle bir şey. Yani bir nevi Off-Broadway. Off-Beyoğlu. Ancak o saate yer ayarlanabilmiş sandım. Sabah gider, izleriz. Öğlene çıkar, güzel bir yemek yeriz. Gerisini de gerisinde planlarız, dedim. Ne kadar naif bir düşünce.

Sabah sabah Afrika dansları kursuna gitmişiz meğer!!!

Hatır uğruna mecburuz, dansedicez artık. Ekip küçük. Tahta boncukları ve afroya yakın kıvır saçlarıyla New York’tan taze dönmüş bir hatun hoca, sevgilisi üstü çıplak taşovski zenci Sean, form tutmak ümidinde iki abla, aradığı bünyevi ifadeyi İstanbul’da da yakalayabilme ihtimaline karşı heyecanlı bir Çıtır ve dünyadan bihaber dışarı kılığında bir Hafiye.

Hoca önce bir yarım saat yoga-pilates yaptırdı. Orada ben bitmiştim zaten.. Sonra bir buçuk saat figürler figürler. Öyle adabıyla giyinmediğim için pantolonumun çıtçıtları, fermuarları, çeşitli sarkangaç zımbırtıları bacaklarımı deldi geçti. Sutyenin kopçası porttu*. Bunlar neyse. Dans diye öğretilen şey poponun her daim çıkık durması icabetli zıp zıp figürler bütünü. Tek tek neyse ama hayatta biraraya getiremiyorum figürleri. Kareografi fiyaskosuyum. Hoca sonunda dayanamayıp beni ve form tutmak isteyen ablanın birini ayırdı. Diğerleriyle devam etti. Sonra bize tekrar ayrıca yeniden gösterdi. Biz yine adım kaçırarak, şaşırarak, asenkronize asenkronize zıpladık. Ekibin geri kalanı tarafından 'önemli olan katılmaktır'-vari alkışlandık. Nihayet bitti. Çıkıyoruz.

Ders ücreti 20 YTL’ymiş. Hiddetim burnumda, acım kaslarımda. Bir de üstüne para mı vericem? Çıtır ısmarladı artık. Adını ‘ısmar’ koymasak daha iyi olacaktı ya, neyse. Kelimenin pozitif bir anlamı var sanki çünkü.

Devamı sonra.


*Size Adanaca öğretmeye devam ediyorum. Yine bir Adanalıya soruverin.

3 yorum:

Onur dedi ki...

Ben daha cok eglendin sanmistim. Ders gayet guzeldi. Hem derse gidene kadar da guzel bir yuruyus... Sayemde cok guzel spor yaptin haftasonu.

Adsız dedi ki...

hmmm, sanırım bu sefer açıklamaya gerek yok -- o kadarını anlıyoruz. :-)

bu arada "kareografi"nin klavyenin alelacele kullanımından doğmuş masum bir yazım yanlışı olduğuna inanmak istiyorum...

Bora Y.

Adsız dedi ki...

Valla gidip sozluge bakmam gerekti cunku 5 sene amerikada "kariografiy" diye soyledikten sonra ben de senin gibi yazardim Aslican. 1 harf icin arkadasimin kalbini kirmaya gerek var mi? :-)
Koste

Not: Siz de bakmayin sozluge, dogrusu: "koreografi"ymis :PP