Çarşamba, Ekim 11, 2006

Hafiye'nin Karakterleri

Okurlarımın bir kısmı hayatımdaki her kısmı bilmiyor. Uzun zamandır 'kim kimdir' ansiklopedisi oluşturmam için yoğun talep alıyorum. ufak ufak başlayalım madem.

1- Java:

Soyadı Ceylan olduğu için ve vakti zamanında Java Ceylan motorsikletlerine referansen ismi Java kaldı. Kendisine Java denmesine zaman zaman kızsa da kendi kendine
java@ibm.net gibi bir email hesabı açması bu ismi benimsediğine alamet. Kuş sesini andıran gülüşüne istinaden zaman zaman kendisine 'Bıldırcın' da dendiyse de 'Java' daha baki oldu.

Hafiye'nin bölümden arkadaşı. Yalnız nasıl bölümdaştıysalar artık, ancak son sınıfta tanıştılar. O zamanlar Java Rahşan denen manitasının yoğun baskısı altında kendi derslerine bile gidemiyordu, ancak Rahşan'ın derslerine girebilme hakkı vardı. Rahşan da başka bir üniversitede bambaşka bir bölüm okuyordu. Java bölümü bayağı bir geç bitirdi

Uzun bir dönem Hilmi Yavuz'un etkisinde anlaşılmaz ayna şiirlerine duyduğu yoğun ilgi yüzünden gazeteci-yazarlığa heveslendi. Medyada önce muhabir başladı ama tez zamanda işten atıldı. İkinci denemesinde masası, bilgisayarı falan olan bir gazeteci olduysa da ancak gece vardiyasında dış bülten özetlerini geçen insan olarak kaldı. Sonra oradan da ya atıldı ya da ayrılmak zorunda kaldı. Askerden kaçabilmek için de Galatasaray Üniversitesi'nde felsefe masterına başladı. Tabii ki Fransızca bilmiyordu. İki sene de hazırlık okudu.

Bütün bunlar olurken hep kendi işi vardı. Önce kelliğe çare olduğunu iddia eden bir Yunan ilacını pazarlamak sonra da ilaç sektörüne logolu selpaklar satarak zengin olmayı hedefledi. Hepsini batırdı. Uzun bir süredir bir
internet sitesini yönetiyor. Sitenin ne yazılımcısı var ne kadrosu. Bir şeye de benzemiyor ama Java'nın forecastlerine göre birkaç yıla milyonlarca abonesi olacakmış. Önemli olan birkaç yıl sabretmekmiş. Son sekiz yıldır aynı şeyi söylüyor.

Java Bey'in gündüz düşleri arasında zengin olmak, paraya kavuştuktan sonra çıtır mankenlerle fink atmak da var. Bu düşlerine yakın Petit lakaplı -gene- işsiz bir spiker dostu da katılımcı. Petit'yle Java belediyenin yeni yeşil otobüsleriyle seyahat ettiklerini anlattıkları bir boğaz sefasında kantinden 1 YTL'ye dahi çay alacak paraları bile olmadığından ancak sokakta oturabilmiştik. Amerika'dan döneceğimi duyan Petit, bankadaki dolarlarımı tasavvur ederek bana evlenme de teklif etmişti.

Java'yı nadir sanarken ben geçenlerde eski bölüm arkadaşları toplanalım dedik. Bir geldiler ki. Bölüm müdürlükleri, havalı danışmanlık işlerini falan bırakmış millet zibidilik yapıyor. Millet demiyim. Erkekler böyle. Kızlar hırs küpü. (Şövalye'nin 'işletme kızı' diye bir ifadesi var bu kızlar için- ki bu gruba beni de dahil ediyor kendisi. Peki madem. Aynen öyle. Doğru söze ne denir?) Java, o akşam aynı masadaki boşgezen bir erkek kankisiyle hemen oracıkta aidat dahil ayda 500 milyona ev bulma ve ev arkadaşı olma planları yaptı. Daha sonradan bunun için eski semt Hisarüstü dahi ziyaret edilmesine rağmen o rakama bir ev bulamadıkları öğrenildi.


Önemli Not: Bütün bunları ileride yüksek arkalıklı sandalyesinden "hatırlarsan fakir ama gururlu bir genç vardı" tribini doa doya yaşasın diye yazıyorum.

Hiç yorum yok: