Cuma, Aralık 14, 2007

Düğün Hazırlıkları: Gelin Başı

Hay başım kadar yani. Ben saçları öööyle salmak istiyordum. Olmazmış. Gelinlik ‘ağır’ olmuş; toplamam gerekirmiş. Anne Şövalye diyor ki Istanbul’da hava da nemli diye öğlende yapılacak saç akşama kadar durmazmış zaten düzgün. İlla tüysürmüş açık bırakırsam. Nerde yaptıracağım sorularına MOS diyorum, Erdem Kıramer diyorum. Gördüğüm üç beş güzel gelin saçı modeli oralardan çıkma çıktığından. Ne dediğimi bilmeden konuşuyormuşum meğer. Buralarda gelin başı ve makyajı 1000-1500 yurolarda çıktı zira. Bu saçları sıfıra vurdurturum da vermem o parayı ayol.

Aa, diyorlar. Kaynana öder zaten ki. Bütün gelin ve sülalesi kadınların saçı başı kaynana cüzdanından ödenirmiş. İyi o zaman, hemen koşup yaptıralım. Töbe tööbe. Yahu uçakla business gider Paris’te yaptırır gelirim bu paraya be. Hollywood kuaförlerine neyim taratırım. Nedir yani bu fiyatı hakedişleten şey? Bir de niye bana Euro fiyat verir allahın Mehmet’i, Osman’ı? Topuza ithal mal da gerek diil. Telden toka, firkete. Bunlar da mı ithal anasını satiym? Hiç şaşırmam ‘evet’ cevabına ama aslında ama yine de sordum işte. Peeeh. Gidicem gelinim melinim demiycem. Bana bir topuz yapıver, diycem. Fiyat 20’de 1’ine inecek. Evlenmiyorsan YTL ödeyebiliyorsun hem. Sonra gidip duvağı tokalıycam kafama. Hepsi bu.

Bütün bu esnalarda zaten pazarlamaya dair bütün öğrendiklerim tetris gibi düşüp düşüp yerlerine oturdular. İnsan psikolojisi icabı cicili bicili mallar, özel ve az yaşanır tecrübeler yolunda harcanan paralarda daha gönüllü olma hali üzerine kurulmuş bir fiyatlandırma sistemli balonu işte.

Üç ay önce saçlarıma ilk kez boya değmişti de şu asık surat görüntüm biraz yumuşamıştı. Gel zaman git zaman saçlarıma hareket getiren kahverengi gölgeler açılıp sarı sarı tutamlara dönüştüler. Neyse işte, düğünden birkaç hafta önce gidip yeni şekline sokmam gerekti. Adama milyon kez bak sarartma, yoğunlaştırma dedim ama nafile. Sarı kafa bir şey oldum çıktım. Kapkara kaşlarımla da harika durmaktayım. Onların da rengini kırayım, dedi. Tam uzaylı görüntü. Ben de senin kafanı kırayım. Bir dünya da para verdim, koko kuaför güya. Artık yurdum kadınlarının bu sarışınlaşma sevdasına laf etmiycem abi. Zoraki sarışın yapıyorlar burda adamı. Kafasını sarartmayanı dövüyorlar.

Saçlar kuruyunca anlaşıldı ki sarışınlığım saçlarımın orta yerinden başlıyor. Dipler beş parmak siyah. Geri gittim. Hocam, bu olmadı yaa. Aa, dedi. Moda bu. Tarzı bu. Ay deli olucam. Diplerini bari biraz gölgeleyelim de duvağın dışında kalan kısmında bir hareket olsun’a geldi olay. Toplanınca fena durmuyor şimdi saçlarım ama açıkken çok acıklı bir özentilik hakim duruma. Düğüne kadar idare edicem. Sonra ilk iş saçlarımı siyaha boyamak olacak. Bu ne ya? Bu delilerle mi uğraşıcam?

Kuaförler de memleketin bir yansıması. En kokosundan en kenar mahallesine kadar aynısı. Bir kere bir ezber söz konusu. Herkese aynı kafadan yapmaca. Hoş, kadınlarımız da aynı kafayı istediklerinden olsa gerek mutlu kopyalar olarak takılmaktalar. Bunun dışında bir şey istendiği anda bir saçmalamalar ve ille de kendi dediklerini yapmalar başlıyor. Sonra da bunun aslında ne harika bir şey olduğuna dair, biraz ‘modern görüşlü’ olmam gerektiğine dair hummalı ikna nöbetleri.

'Görüş'ünüze modernlik katmak artık yeni model balyajlarla çok kolay. Size de sürelim bir kat, görüşünüz değişsin. Kulakların çınladı mı Şövalye?

9 yorum:

Adsız dedi ki...

Hayir, hayir, saclarini dugunden once kahverengiye boyat, sonra degil. Soyle zengin, cukulata rengi bir kahverengi. O dugunun fotograflari omur boyu seni takip edecek. Nasil durdugunu bilmiyorum; ama tahmin ettigim gibiyse, git kuafore, dugunden bir hafta once, guzelce boyat dogal rengine yakin bir hale. Sonra yillar boyu pisman olursun, cocuklarinin agzina sakiz olursun, benden demesi. Zaten kahverengiye boyatsan da, altan tonlar farkli farkli cikar, yine sacin hareketli gorunur. Benim saclarim golgeliydi, dugun icin kahverengiye boyatmistim. Iyi ki de oyle yapmisim. Dak

Adsız dedi ki...

bence de kesinlikle cukulata kahvesine boyat. hem de hemen
sari sari olmaz sana

Adsız dedi ki...

katiliyorum, kahve olsun. ben eskiden de sacini severdim zaten :)
onur

Herbert dedi ki...

kaşlar da mı boyanıyor? nasıl yani?

melontheroad dedi ki...

bence kaşlarını tamamen aldırmayı dene, yang gibi:)

Adsız dedi ki...

kizim kuafor Mehmet Abiye gitsene..Eve de yakin hem.

Adsız dedi ki...

Kiz hafiye! Ne sarisi leyn? Seni bozdu bu Istanbul iyicene! Tam kokos oldun basima ya! Yok MOS'larmis sunlarmis bunlarmis. Git kizim guzelce normal rengine boyat saclarini, sonra benim gibi eski resimlere bakip, "ben nasil platin rengi saci pull off edecegimi dusunmusum acaba?Yikes!" deme.

Ayrica en iyi kuafor soz dinleyen kuafordur. Kendine bi tane onlardan bul ve bi daha da birakma :-) Oyle kokos kuaforlere verilen parayla kac koy doyuyo Afrika'da.

Pffttt...

Koste

Adsız dedi ki...

öyle söylendiği gibi 1000-1500 euro istemiyor kimse ben gayet erdem kıramere gidicem ve mayıs için verilen fiyat gelin saçı+makyajı 450.-TL ayrıca yanımda gelenlerede gayet 50.-tlye topuz gibi fiks bir fiyat cıkarıyorlar.Ynai çoğu adı duyulmamış kuaförlerden çok çok daha iyi fiyatlar

Adsız dedi ki...

Erdem Kiramer'in kendisi yapmiyor heralde 450 TL'ye. Zincir oldu onlar. Bin tane Erdem Kiramer salonu var artik. Iyi mi, kotu mu, bilemezsiniz. Bu tipki unlu cerrahin zincir klinikler acmasina benziyor. Klinikteki her doktor unlu cerrah yetenek ve uzmanliginda denemez tabii ki.

Sehir Firsatlari sitelerine bile 20 TL'ye sac kesimi falan koyuyor Erdem Kiramer salonlari. Benim kast ettigim onlar degil.