Cumartesi, Aralık 29, 2007

Şok, Şok, Şok! Flaş, Flaş, Flaş!

Ruş düğüne geliyor! Bütün bunlar birer mizansenmiş. Bana sürpriz yapıcakmış. En son annemi zorla durdurmuştum. Arıycam gelsin, diyordu. Hepimiz arızaya bağlamıştık. Hoş, kendime hafiyelik kredisi olaraktan bunu tahmin etmeye başlamıştım son zamanlarda. Hatun bana paso ben gelseydim şöyle şöyle yapardık, çiçeğini ben alırdım, makyajına ben de gelirdim falan diyordu. En son davetiye de istedi. Bir de bizim kuaför Memedali'yle gıyabımda konuşmuş. Topuz stili tartışmışlar. Bütün bunlar uzaktaki biri için çok fazla samimi geldiğinden iki gün önce Çıtır'a yazdım. Bu kız geliyor mu, diye. ‘Biliyordum’ demek için sana yazıyorum. İspat olsun, dedim.

Yazık, Düella ve Çıtır'a güvenip gelinmez buraya. Düella Kars'a gitti bir memur misafirhanesinde otantik yılbaşı yapmaya. Çıtır da Bulgaristan'a. Birkaç gün sonra sürpriz yapacakken biraz erken söylemesi gerekti bu durumda Ruş'un. Onların evinde saklanamayacağı için. Duyar duymaz zıp zıp zıp zıpladım evin her köşesinde. Şövalye kıskançlığından çok istiyorsan onlan evlen, dedi.

Sabah Düella'yı aradım. Sınırda bir yerde özel şoförünün ‘gittim gelicem’ demesinden beri bayağı bir vakit bir geçmiş. Arabanın içinde kalakalmış yani. Ermenistan'ı seyrediyormuş uzaktan. Soğuktan bir gözü kapanmış. Öksürüğünde de teneke trampet tınıları vardı. Ona o kadar gitme, dedim. Gezi ekibi harabeleri tırmanırken prenses arabadan inmeden bakınaraktan takılıyor. Şoför gelmezse, mesela, onu orada unutsalar, orada öyle ölüverir donaraktan. Söyledim işte Ruşen geliyor, dedim. Asıl ben seviniyorum, dedi. Allah onu bana gönderiyor. Gidin beraber çiçekçi, kuaför, makyöz falan dolaşın. Her gün shower yapın, kına yakın, bekarlığa veda edin. Benden uzak durun. Oh be, dedi. Düğüne de zaten kumaş pantolon ve gömlekle gelecekmiş. Çok bunalmış kıyafet arayamaz, uğraşamazmış. Ruş giyermiş birkaç bin dolarlık bişi. Nikah masasının havası da kurtulurmuş.

Yarın Ruşen’i karşılayacağım da Şövalye Ailesi’yle erken yılbaşı yemeği yiyecektik. Gitmezsem olmaz durumları. Ruşen’i de götürürüm n'apiym. Umarım bıt bıt etmez. Geliyor gelmesine, seviniyoruz da şimdi o da kaprisleriyle gelecek. Evi topluyoruz haldır haldır. Titiz bizimki. Bir de geçen geldiğinde kanepede uyudu diye çok mızıklanmıştı. Şövalye’yi annesinin evine yollarım olmadı. Zaten sonra da annem geliyor. Uf, o da ayakkabı ve çantasını Istanbul’dan almaya karar vermiş. Daha kardeşin elbisesi yok ortada. İçimden bir his bu işlerin de bana baktığını söylemekte. Çok huzursuzlanıyorum böyle işlerden. Yani ayakkabısını bile internetten alan bir insan olarak. Tam karşısında oturduğum Akmerkez’e senede iki kez ancak giderek. Bilmiyorum anasını satayım nerede ne var. Turistim hala ve öğrenmeye dair herhangi bir çabam da yok. Bir yere gitmek müthiş çabalar gerektiriyor bu şehirde. Bugün Şövalye düğünde şeker niyetine dağıtacağımız zımbırtıları almaya Tahtakale’ye gitti. Neresidir, nasıl bir yerdir, hiç bilmem. Asıl seni oraya götürecem, diyor. Çabayı gör, turist hanım. Hani metrekareye 12 insan nasıl düşüyor, anlamak için.

Anne Şövalye silikon tabancalarıyla zımbırtılara kurdele tutturtuyor. Şövalye’nin gidip bir yerde üzerinde ’Hafiye & Şövalye’ yazan etiketler bastırması gerek. Kesin yapmaz. O da bana patlar. Bugün gelinliğimi almaya gittik. Gelmeyeceğini ve kendi işlerine bakacağını deklare etmişti zaten. Ben de ona bağırmıştım hiçbir şeyle ilgilenmediği için. Bu düğünü istemediğim halde bütün acılarını ben çektiğim için. Hatta daha da budaklandı durum. ’I do all the work, you have all the fun’a bağlandı. Eski vakaların altını ısıttık. Yeniden sofraya taşıdık. Her kaşıkta Şövalye’nin tembelliğini yedik. O da gelinliğe neden kutsal emanet muamelesi yaptığımızı anlamadığını söyledi durdu. Bugün anladık neden olduğunu. Bir kere yerden bayağı yukarda ve katlamadan taşıyorsun o ağır şeyi butikten -park yeri sıkıntısı yüzünden- ancak 3 km ötede duran arabaya. Bizimkinin kolları koptu. Bu işi de bana çaksaydı valla da evlenmezdim. Billa da evlenmezdim. Zaten bu durumda bu evliliğin en zayıf halkasını da teyit etmiş olduk. Kırılırsa buradan kırılır. Bakalım. Hep beraber görücez.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Keske biz de gelebilsek... Bu kadar stres etme Hafiye, dugun cok guzel gececek eminim.

Adsız dedi ki...

Selamlar canim ya...

Wallahi Rusen ile burdan nasil SURPRIZ yapsak diye planlar yapiyorduk ki Gozlem ile Onur out of town olunca sana soyleme durumlari dogdu. Super oldu bence. Dugun de super olacak canimcim, sen hic merak etme. Bol bol fotolar cekilin. Keske bizler de orada olabilsek...

Rush geldi mi sagsalim? Opuver kizimi. Haydi canimcim, kolay gelsin... Ciaoooo,

-Oguz