Perşembe, Nisan 10, 2008

Şarkılar Bizi Söyler

Düella’nın doğumgünündeki karaoke muhabbetimizi anlatmayı içim elvermedi. Bu, geçen yaz Bodrum tatilimiz gibiydi. İyi niyetli ve mutlu başlayan ama tek tip eğlence dayatmasıyla güllerimizi solduran bir şeydi yani. Her ikisinin de organizasyonunda Yonc imzası vardı. Pratiklik ön planda. Detaylar hiç sorulmamış.

Bodrum’a katılamayanlar çatlasın diye durumu dışarıya ballandıraraktan yansıtmıştık. Hatta aynı havuz başı şemsiyesinin altındaki aynı demir masamızda, açık büfe öğle yemeğindeki camızlığımızın acısı aynen midelerimizde, herkesin aynı içecekleri elinde (Düella kahve, Yonc kola, Sawyer bira, Hafiye diyet kola), Düella’yla Sawyer’ın aynı belden aşağı ifadeli çığlıklarıyla şak şuk tavla oynanırken, içimize çöken tatil sıkıntısını blackberry’mden Amanda’ya yolladığımız ‘woow, çılgınız, wow şöyle eğleniyoruz, böyle kopuyoruz’ emailleriyle gidermeye çalışmıştık.

Karaoke’yi de aynen Bodrum tatili gibi lanse ettik. Gelmeyenlere ne biçim eğlendik dedik. Ama eğlendik aslında. Sadece ilk 15 dakikasında. Kapalı oda sormak Yonc’un aklına gelmemiş. Açıktaydık ama olsun, başlarda bar nispeten boştu. Bol bol şarkılayabiliyorduk. Sonra sonra bar kalabalıklaştıkça mikrofon bize az ulaşır oldu. Ulaştığında da nakaratı kulağa eğlenceli ve basit gibi gelen ama söylemeye kalktığında feci kasandra şarkıları seçmiş bulunduğumuzdan rezil olduk özetle. Bir oğlan geldi bara sonlarımıza doğru. Yakışıklı, güzel bir oğlan. Tek başına barda oturmaktaydı. Gül Döktüm Yollarına’yı söylemek için mikrofonu bizden aldı. Tarkan halt etmişti bu oğlanın yanında. Param olsa prodüktörü olucam oğlanın, o derece. Yalnız çifte standart varmış. Haberimiz yokmuş. Biz söylerken süper kısık tutulan mikrofonun sesi o söylerken bangır bangır açıldı resmen. Oğlanın sahnesi de iyiydi. İyice ezildiğimizden mekanı terk etmeye artık çok yakındık.

Karaoke sayesinde yanlış bildiğimiz bazı şarkı sözlerininin doğrularını öğrendik bari. Serdar Ortaç’ın Mesafe şarkısındaki iki sohbet aralı / bütün mesafemiz kısmındaki mesafeyi ‘iki gofret arası’ sanmaktaymış Şövalye hep. Ben de Mirkelam’ın Tavla’sındaki şeşicar ve pencüse / severim güzeli gencüse dizesindeki şeşicar ve pencüse’yi 'kişi car ve bencilse' diye biliyordum. Öyle bildiğimin de farkında değildim tabii. Şarkı modayken duyduğumda tuhaf gelirdi tabii bu dize, kel alaka haliyle. Meğersem usta tavlacıların lafıymış bu. 'Şeş cihar' ve 'penc-ü se' imiş aslının aslı. Şeş cihar 6-4, penc-ü se ise zarların 5-3 gelmesi haliymiş ki güzel kapı aldırırmış. Ben anlamam ki tavladan.

Seval’in de üniversite yıllarında moda olan Yaşar’ın Onun Vedası şarkısındaki dünya küçük / aşkım büyük dizesini 'dünya küçük / aklım büyük' diye söylediğine de şahit olmuştum. O gün bu gündür ne zaman biri ‘dünya küçük’ dese içimden aklımın büyüklüğü geçer.

7 yorum:

Sawyer dedi ki...

ilahi hafiye, guldurdun sabah sabah. Ben de hatirlarsan gecen yaz Serdar Ortac'in sarkisindaki "tutundugun dali" kismini "oturdugun dali" seklinde soyleyip duruyordum.:)
Benim Turkce muzigim gelmis bu arada. Bi ara bi Serdar patlatiyim, yalnizliga birebir.

melontheroad dedi ki...

karşınızda dünyanın en anlamsız sözleri canadadaki sawyer için geliyor....

Adım adım yaklaştım zafere
Bulunmayan bir aşk arıyorum
Senin olmasını becerir gibiyim
Ama en soğuk yaz günündeyim

Kime danışsam aynı şeylere
Hep aynı aşka derde bağlamış
Bu sefer yanacak yürek olmayacak
Çünkü kalbim aynı dertle ağlamış

Sözüm kıymetimi bilene
Perişanım diyene
Ayrıldıysak kime ne
Kimin kararı
Nasıl koydu ki bu sana
İçinde saklasana
Anlattıkça duyana
Bana zararı

Yüreksizin birine
Gönül veren tenime
Bakıp da sözlerine
Uyan kafamı
Değiştirip adımı
Kapatmışım kapımı
Gel artık ayrılığın
Kesin zamanı

Şeytan mısın melek misin
Sanki benden yürekli misin

Korkma kalbim geçer acısı
İlk defa mı aşık oldun sen aaaaa
Var mı aşkın benle kavgası
Sanki ilk kez ağlıyorsun sen

yocni(yonca nine)

Sawyer dedi ki...

anlamsiz falan ama guzel sarkidir yani. Bengu ile soyledikleri degil mi bu?

Adsız dedi ki...

Nasil bilmezsin Penc-u se'yi ya? Hayatinda hic mi tavla oynamadin ki?

Bunlar hep Farsca sayilar. Farsca ogrenmeye kalkistim da bu sene. Basladi hoca, "yek, du, se, cohar, bes, ses" demeye, ben basliyorum dubes, duses, Penc-u se, Ses bes, diye kendi kendime kikirdamaya. Yani sayilari ogrenmek cok eglenceli olmustu.

Yesim Arpat dedi ki...

Ben tavla bilmem. Hiç oynamadım. Oynayanın yanında da durmam. Karşılıklı oynanan hiçbir masa oyunundan hazzetmem. Okey, bilardo, tavla, kağıt, domino, vs dahil. Sevdiğim bir tane oyun yok.

Otis olduğumdan ama tek başına olan her türlüsüne bayılırım. Bulmaca, puzzle, sudoku gibi

Sawyer dedi ki...

Tavladan hazetmezmis! Bu da bi cins. Tavla'dan hoslanilmaz mi kizim ya, hayret biseysin. Duella ogretsene suna biz gelene kadar.

Bu arada duella, geldigimde sallayalim iki kemik, ben seni bi Mars'a yolliyim su var mi orda bakip gelirsin :)

Duella dedi ki...

ahh canım benim, ustan iyi tabii, biraz öğrendin tavlayı:) sen hamlenin dusunurken ben mars'a gider gelirim. maç sonrası seni de dunyanin merkezine yollarız. bak bakalım sıcak mıymış gerçekten?:)

birimiz yerde, birimiz gökte. adaletin bu mu tanrım?