Pazartesi, Ağustos 30, 2010

Bir Düğün, Bir Sancı

Ruş evlendi ve ben o düğüne sağ salim katıldım. Katılmayı en çok istediğim tören hamileliğimin son haftasında gerçekleşiyor diye riskliydi. Doğururum da gidemem diye çok korkmuştum. Hem düğünde görevim de vardı. Nedimelerden biriydim ve üstelik gelin tarafının ‘toast speech’ini ben yapıyordum.

Düğün bir Amerikan düğünü gibi başladı. Gelin damat bir rahibin (bizim durumda Amerikalı ve Türk temsili nikah memurunun) önüne doğru ilerleyip rahibin ‘iyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta’ konuşmasını tekrarlayıp birbirlerine bağlılık sözü verdiler. Sonra bir Amerikalı kanka günün anlam ve önemine uygun bir şiir okudu. Arkasından Amandita Mevlana’dan Türkçe bir düğün bayram şiiri okudu. Toylar, düğünler tam bizim için / Toyumuz, düğünümüz kutlu olsun dünyaya diye. Onu bir gece önceden çalıştırmıştık. Toy’u ‘töy’ diye okuyordu. Sanmış ki ona yollanan bu şiir Türkçe karakterlerden yoksunluktan töy, toy olmuştu. 'Toy' diye düzelttik onu. Toy’un anlamını bilmiyormuş. Töy neydi ki o zaman dedik. Onu da bilmiyormuş. Çalışma esnasında şiiri katlediyordu. Ama gece sahnede iyiydi. Bizim aklımıza yine de bir gece öncesi geldiğinden Amandita’yı dinlerken kıkırdamadan duramadık.

Düğün bir Türk düğünü gibi devam etti. Gerdanlar kırıldı, halaylar çekildi, göbekler atıldı. Gece dağılırken kimin evi ne tarafta bilinemedi. Ben de artık Jelibon doğsa da olur diye pistlerden uzak kalmadım. Ertesi sabah spor bile yaptım. Ruş’un brunch’ına gittim. Onu havaalanında balayına uğurladım. Dönüşte Elyan kısır yapmış, gel dedi, gittim. Yedim içtim. Otururken ufaktan bir sızı başladı kasıkta. Çok yorulduğuma verdim ama huzur da bulamadım. Evimize döndük.

Elyanlar’da kısırlar börekler neler neler yemiş olmama rağmen bir ye ye gelmişti bana. Zaman zaman sızı zonklama tipli bir sancıya dönüştü. Doğum mu başlıyor acaba dedim gugılladım. Ağrılar düzenli ve şiddeti artan cinsten olmalıymış. Düzenli denemezdi. Şiddeti de gitti geldi. Birkaç gündür annem de bizdeydi. O ısrar etti hastaneye gitmem için. Buncacık şeye değmez diyip yattık. Gece iki kez uykumdan uyanacak kadar çok sancım oldu. Sancılar kasıkta değil, adeta popomdaydı. Her tuvalete kalkışımda annemi karşımda buluyordum. Uyumuyordu. ‘Git aldır şu çocuğu, evde sancı mı çekilirmiş?’ diye tutturdu da tutturdu. Ona sancım olmadığını söyledim. Biraz kanamam da başlamıştı. Susup odama gittim. Ikına sıkına sabahı bekledim.

Sabah 9 gibi Şövalye’yle hastaneye gittik. Günlerden Pazartesi olmasına rağmen resmi 30 Ağustos tatili yüzünden doktorum çalışmıyordu. Biz de acilden giriş yaptık.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Hayırlı olsun.Allah analı babalı büyütsün

huysuz dedi ki...

Tebrikler :) Sağlıklı, mutlu, uzun bir ömrü olsun bebeciğin.