Cuma, Ocak 12, 2007

Uyanmış!

Saat 11'de arıyorum. Uykudan uyandırıldığına kızgın bir ses. Başka bir gün öğlen 1'de arıyorum. Aynı kızgın ses. 3'te arıyorum aynı. Derken geçen gün işten çıktım, eve gittim, yemeğimi yedim. Sonra aradım. Akşam saat sekiz. Yine aynı. Eeeh, oldum. Bu ne yahu? O da bana çemkirdi aynen. Bana neymiş. Hiç Hafiye'ye ne, olur mu? Karışmadan yaşayabilir mi?

Geçenlerde bir akşam oturduk CV'sini yazdık beraber. Her gün ısrarla soruyorum. Bir hafta geçti hala bir yere başvurmamış. Kariyer net bozukmuş. Bana yolla, dedim. Ben n'apabileceksem. Uğraşır didinir bulurum nasılsa başka yöntemlerle onu yaymayı. Önce nodüllü nodüllü güldü, sonra da azarladı bir.

Gerçekten ilginç bir hatunmuşum. Neden bu kadar müdahilmişim. E, çünkü içim rahat etmiyor onun düzensiz hayatından. Onun uykuculuğu, tembelliği, uflaması falan bana batıyor. Düzeltesim var. Düzgün bir işe girsin, onbirde uyusun, yedide uyansın. Izgara etli salatalar yesin, bol su içsin, spor yapsın falan istiyorum. Olduu, diyip gülüyor. Sonra yine 'sana ne yahu'luyor. Hakkaten bana ne. Neden haddini bilemiyor bu bünye?

Dün değil evvelsi gün de Levo annanesine yemeğe çağırdı. Bu şapti evde uyuycam, siz gidin diyor. Olmaz ayıp mayıp, incelik yapmış, hırtlık yapma etme, zorla götürdüm. Orda uyuyakaldı bu sefer. Misafirlikte uyuyakalan çocuklar gibi, az kalsın sırtlanıp götürecektik. Eve girer girmez uyudu. Gündüz oldu, işe geldim. Bu sefer kasmadım. Aramadım. Saat 3 gibi biip biip, esemes geldi. "Uyandım" diye mesaj atmış gülücüklü suratla beraber.

E, dedim, manyak kadın. Uyandırmasam da kendini böyle hatırlatıyorsun. 'Beni bugün sen uyandırmadın, aa, hayırdır', gibisinden. Onu boşverdik beni sordu. Anlattım işte. Sabah altıbuçukta kalktım, spor yaptım, banyo yaptım, işe geldim... 'Dur dur dur', dedi. Dinlemeye dahi enerjisi yokmuş. Başının belasıymışım. Sen, dedim, yeni uyanmadın heralde. Öyleyse 16 saattir uyuyor da. Yine kükredi bana. Bu sefer topladı pırtıyı ablaya gitti. Orası ücralığıyla bezginlere daha çok huzur vaadeden bir yer.

İkimizi de okuyan biri zaten ona benden en az beş kilometre uzak durmasını tavsiye etmişmiş. Ahaha, dedim. Evle abla arası sadece 3.7 kilometre. Arabayla giderken ölçmüştüm.

"Umarım kimsenin psikopatı olmazsın. Korkuyorum senden", dedi.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

uyku terapistlerinin uykuyu duzenlemek icin onerdigi yol, uyuma saatlerini ileriye almakmis. her gun daha erken degil, her gun daha gec bir saatte yatmakmis yani cozum. bizim sorunumuz cozulebildi mi? hayir!

neden? cunku gunde 8 kere psikopatca beni arayan manyak bi arkadasim var. adi hafiye. cep acilmazsa, ev telini kasiyor. ev tel diye verdigim numaranin taksi duragi oldugunu anliyor, ama yilmiyor. asya'nin uzak memleketlerindeki abla'ya ulasip evin telefonunu yine aliyor, yine ariyor. her gun kufrediyorum ve yine ariyor, kehkeh diye siritarak.
beni kurtarmaya adamismis kendisini. kulliyen yalan. su bloga malzeme bulsun diye pesimi birakmiyor.
5 km yetmez, ulkeden kacmak lazim. hafiye bu. her yerde ajanlari var.

uykusuz P.