Pazartesi, Mayıs 29, 2006

Ana Hafiye Komşulara Karşı

Evimi satın alan anal kişilikli lezbiyenlerden çektik çekeceğimizi. Bilmeyen kalmadı da şurada giderayak valide 75’lik gey çift komşularımla da bozuştu. Hani zaten “Bizim orda olsa hepinizi ahlak polisi basar“ demelerden nerelere genişledi. Çok üstüne de gitmek istemiyorum. Az kompulsif değil. Gey dedeler de ondan beter. Söyle ki:

Valide tutturdu bu merdivenler çok pis. Her taraf tertemizmis, merdivenler neden pismiş. Merdivenleri sen tut, süpür sil. Bunu yaparken de dedelerin saksılarının yerlerini değiştirmis. Valide dikkat etmemiş. Ne bilsin sümbüller mi laleler mi ne haltsa, o çiçeklerin biri sağda, ışığın daha bol olduğu yerde; diğerinin solda, gölgede durması gerektiğini. Bir baktım dedenin biri konuşuyor da konuşuyor. Valide anlamıyor, beni çağırdı. Adam bıt bıt da bıt bıt. Tamam, dedim, afedersiniz. Olmuş bi kere, bir daha olmaz. Dede hala söylengeç. Bırak ya, dedim. Bırak. Anne, sen de allah aşkına yuğunma öyle külkedisi gibi. Beş gün sonra boşaltacağımız binanın merdivenlerinden sana ne. Yok, efendim, eski komşular varken nasıl da temizmiş buralar. Hala bir ’denial’ içinde yaşıyor. Bizim ailede mal satmak diye bir kavram yoktur zira. Aç kalabilirsin, soğuktan donabilirsin ama senelerdir boş duran n'inci evini satamazsın. Geçen gün çamaşır makinemi götürdüklerinde oturdu hüzün yaptı. Sanki iflas etmişiz de haciz memurları eşyalarımızı götürmüş gibiymiş. İçi burulmuş. Şu Sümerbank neslinden yediğim dumurların sosyolojik açıklamasını rica edicem artık. Gınalar diz boyu.

Az önce markete gitmek üzere kapıyı açtık. A, önümüzde posta kolileri. Siparişlerin gelmiş, dedi. Yok, dedim, olamaz, bugün Pazar. Bir baktık, attığımız eski koliler. Valide onları sabah çöpe atmış ama site kurallarının gerektirdiği üzere naylon çöp poşetinde ağzı bağlı atmamış da öyle bırakmış. Ona söylemeyi unutmuştum bu kuralı. Bizim gey dedeler de, siz gidin onları çöpten çıkarıp bizim kapının önüne dizin geri. Valide, mis gibi karton kutular, pis değil, bir şey değil diye cinnet yaparken benim kahkahalar bütün siteyi çınlattı. İnip söyleseymişim ya çok ayıpmış bu yaptıkları.

Neden bu memlekette cam silme diye bir kavramın olmadığına da takık yanısıra. Ayrı bir mevzudur ama yeri geldi madem. Diyorum ki, camdan dışarıyı seyretmiyorlar, ondan. Kimse bizim gibi konuşlanmıyor pencere önüne. Panjurlar, perdeler hep çekik. Böyle güzel manzara varken deliler miymiş? Olabilir, dedim. Düşüneyim biraz.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

O abilerden devamli kopegi gezdiren pek bi cadaloz tipliydi zaten. Sasirmadim boyle bi ariza cikardigina. Uptight ingiliz iste :-)